Bir yılı daha geride bıraktık. Her yeni yılda eskiyi uğurlama, yeni yılı karşılama ve kutlamaların Hıristiyanlık adeti olduğu yolunda söylem sürdürülür.

Oysa Miladi takvimin ilk günü olarak kabul edilen bu günün ve kutlamalarının Hıristiyanlıkla hiçbir alakası yoktur. Hıristiyanlıktan İsa'nın doğuşundan 46 yıl öncesine dayanır. Ülkemizde de yeni yıl kutlamaları bir gelenek haline gelmiştir. Ortadoğu’nun ve Orta Asya’nın en eski ülkelerinde 21 Mart baharın ve yeni bir yılın başlangıcı olarak kabul edilir ve günümüzde bile eğlencelerle kutlanır.

Her yeni yılın başlangıcında, eski yılın muhasebesini yapmak, yeni bir yıla umutla bakmak alışkanlık haline gelmiştir..

2022 yılını geride bırakıyoruz. 2022 yılına ülkemizde damgasını vuran olgu “iktisadi kriz” oldu. Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en büyük fiyat artışlarını yaşadı. Halkın çok önemli bir kesimi beslenme ihtiyaçlarını bile karşılayamaz duruma düşürüldü. Topluma belki gereğince yansıtılmıyor ama büyük trajediler yaşanıyor. Çocuğunu aç yatırmak zorunda kalan anneler, çaresiz babalar, kirasını ödemekte zorlananlar, işini kaybedenler, iflaslar...

Tüm bu yaşananlar 21 yıllık AKP iktidarının sonunu getirecek gibi gözüküyor. İktidar artık büyük bir oranda denetimine aldığı görsel ve yazılı basın ile bu tabloyu kamufle edebilecek, sahte gündemler yaratarak gözden kaçırabilecek durumda değil.. 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel'in dediği gibi “Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur”.

Yeniden Atatürk'ün kurduğu esaslara sahip bir Cumhuriyeti inşa etmek, yeniden halkçı, laik, demokratik parlamenter sisteme dönmekten başka çözüm yoktur. 2023 yılı bu yola dönüşün yılı olacaktır.

2023 yılının ülkemize ve tüm insanlığa barış, kardeşlik, huzur ve esenlikler getirmesi dileğiyle.