Türkünün anonim halk edebiyatına ait olanları yanında yazarı belli olanları da vardır. Türkü halk edebiyatında geniş bir yer kaplar ve çoğu anonimdir. Türküler dörtlüklerle söylenirler. Fakat bazen bu dörtlüklere 5.,6.          mısralara eklenerek her kıtanın sonunda tekrar edilir. Eğer eklenen bu mısralar aynen tekrar edilirse nakarat, bağlantı ve kavuştak ismini alır.1

Karadeniz bölgesindeki türküler daima bir beste olarak terennüm edilir. Bazen mısraların başlarına ve sonlarına ah!, of!, aman!, aman aman!... gibi iç burkulmalarını anlatan kelimeler eklenir. Bu kelimelerin bazen ölçüye katıldığı görülse de çoğu kez vezin dışı eklenir. Her mısra yedi hecelidir.

Kafiye düzeni aşağıdaki gibidir.

1.           ab, cb

2.           aab, ccb

3.           aaab, cccb

4.           abbc, deec

5.           aaaab, ccccb

Karadeniz bölgesinin doğu kesiminde halk ezgilerine yöre halkınca "TÜRKÜ" veya "TÜRKİ" denir. Bölgenin oğlu-uşağı, kadını-kızı bu türkülerle söylenir; bu türkülerle neşelenir. Doğuştan duygulu ve coşkulu bir yaradılışı olan Karadeniz insanı, yüreğindeki tüm dalgalanmaları konuşurcasına bu türkülere döker.

Karadeniz türküleri yalnızca bu yöreye ait melodiler taşır. Tüm bölge halkınca              bilinen  ortak besteler her          zaman  ve          her        yerde    herkesçe söylenebildiği gibi her türlü deyişe, her türlü söyleyişe kolayca uydurulabilir. Türküler genellikle kemençe, kaval ve tulum eşliğinde söylenir. “Kimi zaman davulun çubuk ritmine uyularak zurna eşliğinde söylenen türküleri gerçekten eşsiz bir deyiş özelliği kazanır.”

Türküler çoğu kez çalgısız söylenir. Yayla yollarında, dere boylarında, ormanlarda, fındık bahçelerinde, mısır tarlalarında, düğünlerde sevdalı yüreklerin yanık türküleri yankılanır. Acıları, sevgileri, özlemleri, yiğitlemeleri, güzellemeleri türkülere dökülür ve türkülerle yakılır.

Karadeniz Bölgesi türkülerinin çoğu anonim halk edebiyatının en yaygın ürünlerinden olan "MANİ" türündendir. Ancak öteki manilerin ilk iki dizesini oluşturan "doldurma dizelere" bu türkülerde pek rastlanmaz.

Bu yüzdendir ki yörede mâni kelimesi kullanılmaz Türkü yada Türki denir.

Türkülerin çoğunda bir anlam bütünlüğü vardır:

" Yaylanın çümeninde Sallanırda gezersin Yedi türli çiçek var Hangisine benzersin"

 " Sarmaşık bübülleri Yiyeyim mi o dilleri Açtı yeşil yapraklar Tam sevdaluk günleri"

Öte yandan dörder dize ile sınırlanan manilere benzemeyen çok dizeli türkülere de rastlanır:

"Tabancanın yanında Bi da bicak olacak Delikanlı deduğun İki kari alacak

Birisi darilanda Ebiri sarılacak"

Çeşitli olaylar üzerine yakılan "destan-türküleri" de aynı nitelikleri taşır.

" Emir aldi ıraktan Vurdi kalkti yataktan Şişmanoğli geliyi Çekilın Kumyatak'tan

Oturak havalarının, yol havalarının, destan-türkülerin, destanların bazılarında mâni türünden ayrılan deyişler görülür:

"Trabzon'dan çıktım başum selamet Çavuşli'ya vardım kopti kıyamet Anam ile yarim hakka emanet"

Türkülü horonlar (Atlama, Düz Horon, Vaybeni) da söylenen türkülerin konuları sırasıyla:

1.           Sevgi, özlem, ayrılık, gurbet

2.           Yiğitlik, güzelleme ve övgüler

3.           Yergiler ve görenekle ilgili duygular

4.           Doğa sevgisi ve doğa tutkusu

5.           Kahramanlık, fedakârlık

6.           Cinsel duygular

Bazen bu türküler atışmalı türkü şeklinde de olur. Ünlü türkücüler tek ya da çift kemençe eşliğinde saatler boyu atışırlar ve yarışırlar.

Karşılıklı atışmalı türküler en çok düğünlerde, dernek-lerde ve imecelerde yapılır. Atışanların bir çalgıcı olması ya da atışmalara bir çalgıcının eşlik etmesi zorunlu değildir.

Yerine ve zamanına göre kadınlar-kızlar ile erkekler arasında da karşılıkı türkü atışmasına girişildiği görülür. Bu tür atışmalara fındık toplama, mısır ayıklama, yük taşıma imecelerinde rastlanır.

Bir sonraki yazımda “HORON TÜRÜNDE OYNANAN HORONLAR” konusundan bahsedeceğim.

Sevgilerimle…

Selim CİHANOĞLU

Başöğretmen Halkbilimci Araştırmacı- Yazar

Koleksiyoner