İstanbul Bilgi Üniversitesi, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde Türkiye Otistiklere Destek ve Eğitim Vakfı (TODEV) ile Antalya Özel Sporcular Gençlik ve Spor Derneği işbirliğiyle düzenlediği Otizmli Öğrenciler için Beden Eğitimi ve Spor Çalıştayı’nın sonuç raporunu paylaştı. Rapor, beden eğitimi derslerine ve spora katılımın otizmli öğrencilerin gelişimini olumlu etkilediğini vurgularken bu katılımı artırmak için çözüm önerileri sunuyor
İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne dikkat çekmek amacıyla Türkiye Otistiklere Destek ve Eğitim Vakfı (TODEV) ile Antalya Özel Sporcular Gençlik ve Spor Derneği işbirliğiyle düzenlediği “Otizmli Öğrenciler İçin Beden Eğitimi ve Spor Çalıştayı”nın sonuç raporunu paylaştı. Çalıştayın sonuç raporunda otizmli öğrencilerin beden eğitimi ve spora erişimine yönelik sorunlar tespit edilirken eğitimde yeni ve sürdürülebilir modeller geliştirilmesi gerekliliğine de dikkat çekiliyor.
‘Egzersiz otizmli çocukların olumlu davranışlarını artırıyor’
Raporda spor ve egzersize katılımın otizm spektrum bozukluğu (OSB) olan çocukların fiziksel uygunluğunu geliştirirken olumlu davranışlarını artırdığı vurgulandı. Otizmli çocukların beden eğitimi ve spora katılımlarını desteklemeye yönelik Milli Eğitim Bakanlığı’na çözüm önerileri sunuldu. Raporda özel gereksinimli bireylerin beden eğitimi ve spor derslerinde görev alacak öğretmenlere Engellilerde Egzersiz ve Spor Bölümü’nden mezun olma şartı getirilmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde beden eğitimi öğretmeni istihdam etme zorunluluğunun bulunması ve bu öğretmenlere otizmli çocukların motor gelişimlerini destekleme ile ilgili imza yetkisi tanınması gerektiği vurgulandı.
Otizmli Çocuklar Günde En Az Bir Saat Beden Eğitimi Dersi Almalı
Beden eğitimi öğretmenlerinin eğitim sürecinde otizmli bireylerin eğitimine yönelik zorunlu ders alması ve uygulamalı hizmet içi eğitime tabi tutulması önerildi. Ayrıca özel eğitim okullarında ve otizmli öğrencilere yönelik olan tüm okullarda beden eğitimi dersinin Dünya Sağlık Örgütü’nün fiziksel aktivite standartlarını karşılayacak şekilde günde en az bir ders saati olarak yeniden düzenlenmesi gerektiğine dikkat çekildi.
Raporda okullardaki destek eğitim odası uygulamalarına beden eğitiminin dâhil edilmesi, otizmli öğrencilere bireysel beden eğitimi imkânı verilmesi, bu öğrencilerin ders dışında da spor etkinliklerine katılımlarının artırılması, beden eğitimi öğretmenlerinin özel eğitim öğretmenleri, psikolojik danışma ve rehberlik uzmanlarıyla işbirliği yapması dikkat çekilen noktalar arasında yer aldı. Ayrıca otizmli çocuklara erken çocukluk döneminde motor müdahale programları uygulanması gerektiği belirtildi.
‘Spor sadece otizmli çocukları değil çevresindeki herkesi dönüştürüyor’
Otizmli öğrenciler için egzersiz ve sporun önemi hakkında konuşan İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Dilara Fatoş Özer, “Tüm çocuklar hareket etmekten, oyun oynamaktan büyük bir keyif alır. Bu keyif çocukların egzersiz ve spora katılımları için temel motivasyon kaynağı oluşturur. Çocuklar böyle bir ortamda kurallara uyma, paylaşma ve işbirliği gibi becerilerini geliştirirler. İşte otizmli çocuklar en çok bu doğal öğrenme fırsatlarını kaçırırlar. Çünkü göz teması, selamlaşma, karşılıklı konuşma, işbirliği kurma, kurallara uyma gibi beceri eksiklikleri nedeniyle diğer çocuklarla iletişim kuramazlar. Bu sosyal iletişim becerilerinin yanı sıra hareket yeteneklerindeki sınırlılıklar otizmli çocukların diğer çocukların oyunlarına katılımlarını engelleyici bir rol oynar.” dedi.
Egzersiz ve spor çalışmalarıyla otizmli çocukların birebir etkileşim, göz teması, dikkat gibi becerilerinin geliştirilebileceğini belirten Özer, “Küçük gruplar içinde yapılan egzersiz ve spor uygulamalarıyla otizmli çocuklar sosyal becerileri kazanabilirler. Hem hareket becerileri hem de sosyal becerileri gelişen çocukların özgüvenleri gelişir ve akranları ile etkileşim kurma açısından avantajlı hale gelirler. Bu süreç içinde el çırpma, sallanma, çığlık atma gibi tekrarlayıcı davranışlara giderek daha az başvurulur. Çünkü artan beceri repertuvarı çocuklar için doğal ödül niteliği taşır.” dedi.
Spor çalışmaları sırasında çocuklarındaki olumlu gelişimi gören ailelerin çocuklarını destekleme motivasyonun arttığını belirten Özer, “Ailenin bu mutluluğu olumlu bir aile ortamı oluşmasına yol açıyor. Spor aslında sadece çocukları değil; anneleri babaları, bu çocuklarla çalışan öğretmenleri ve bu çocuklarla teması olan tipik gelişen çocukları da dönüştürüyor” dedi.
Detaylı bilgi:
Ela Kaya/SCC İletişim/[email protected]
Ülker Reyhan/SCC İletişim/[email protected]
Sevilay Buluç/İstanbul Bilgi Üniversitesi/ [email protected]
İstanbul Bilgi Üniversitesi Hakkında:
İstanbul Bilgi Üniversitesi, 1996 yılında “Okul için değil, yaşam için öğrenmeli” mottosuyla Türkiye’de üniversite yaşamına yeni bir soluk getirmek amacıyla kurulmuştur. Bugün 20.000'in üzerinde öğrencisi ve 60.000’i aşkın mezunu bulunmaktadır. İstanbul Bilgi Üniversitesi, Hukuk, İletişim, İşletme, Mimarlık, Mühendislik ve Doğa Bilimleri, Uygulamalı Bilimler, Sağlık Bilimleri ile Sosyal ve Beşeri Bilimler fakültelerinin yanı sıra meslek yüksekokulları ve enstitüleri çatısı altında 150’yi aşkın önlisans, lisans ve lisansüstü program sunmaktadır. WASC Senior College and University Commission (WSCUC) tarafından akredite edilen İstanbul Bilgi Üniversitesi, Türkiye’de kurumsal düzeyde uluslararası akreditasyona sahip tek üniversite olma özelliği taşımaktadır. Üniversitenin İstanbul’un merkezinde, santralistanbul, Dolapdere ve Kuştepe olmak üzere üç kampüsü bulunmaktadır. İstanbul Bilgi Üniversitesi hakkında ayrıntılı bilgiye www.bilgi.edu.tr adresinden ulaşılabilir.