Anneler Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yapan TBMM Başkanlık Divanı Üyesi ve CHP Trabzon Milletvekili Av. Sibel Suiçmez, iktidarın “Aile Yılı” söylemleriyle gerçekler arasındaki uçurumu gözler önüne serdi. “Aileyi korumak, çocuğu korumak, anneyi korumak lafla olmaz” diyen Suiçmez, “Kadınları yoksulluğa, şiddete ve işsizliğe mahkum eden bu politikalar sürdükçe, anneleri kutlanacak değil, korunacak günler bekliyor olacaktır.” ifadelerini kullandı.
Suiçmez, iktidarın söylemleri ile gerçeklerin örtüşmediğini belirterek, “Bugün, Anneler Günü’nde iktidarın söylemleri ve gerçekler arasında derin bir uçurum bulunuyor. 2025 yılı "Aile Yılı" ilan edilmesine rağmen bu durum kadınların hayatlarında gerçekten bir şeyleri değiştirdi mi? Kaç çocuk yapacağından nasıl doğum yapacağına kadar kadının bedenine yönelik müdahaleler yapılırken, inatla kadınların ve çocukların hayatını ve haklarını koruyan adımlar atılmamaktadır.
2025'in "Aile Yılı" ilan edilmesinin ardından "bir çocuk yetmez, iki, üç hatta dört çocuk" diyerek kadınların çocuk sayısına karar verip, nasıl doğum yapmaları gerektiğini de belirliyorlar. Ardından bir bakan çıkıp, "çocuğunuz yoksa aile değil, sadece karı kocasınız" deme cüretini gösterebiliyor.” dedi.
Beş yaş altı ölüm hızı AB ortalamasının üç katı
İktidarın çocuk sayısında artış vurgusuna rağmen, çocuk ölümlerindeki artışa sessiz kaldığını ifade eden Suiçmez, “İktidarın dilinde sürekli "çocuk" vurgusu yapılırken, geçtiğimiz üç yılda çocukların maruz kaldığı trajedilere göz yumulduğunu görüyoruz. Son verilere göre, 2022 yılında binde 9,2 olan bebek ölüm hızı, 2023 yılında binde 10,0’a; beş yaş altı çocuk ölüm hızı ise binde 11,2’den 14,5’e yükselmiş durumda. Türkiyede beş yaş altı çocuk ölüm hızı Avrupa Birliği ortalamasının üç katına çıkmasına rağmen iktidar bu konuda da sessiz kalmaya devam etmektedir. Bu kadar bebeğin öldüğü bir ülkede anneler mutlu olabilir mi?
Çocuk ve kadın diyen iktidar, kadına ve çocuğa yönelik şiddete neden gözlerini kapatıyor? Kaç çocuk korundu, kaç çocuk önlenebilir sebeplerle hayatını kaybetti, bu soruların cevabı var mı? Denetimsiz otel yangınlarında, sokak saldırılarında, eğitim merkezlerinde ya da yoğun bakım ünitelerinde çocuklarını kaybeden ailelerin sesini kim duydu?” ifadelerini kullandı.
İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldı, cinayetler rekor kırdı
Kadına yönelik şiddet rakamlarının da korkunç boyutlara ulaştığını söyleyen Suiçmez, "2020’den bu yana 1700’den fazla kadın katledildi. 2024 yılında en az 394 kadın katledildi, 259 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. 2025’in ilk 4 ayında 86 kadın katledildi, 97 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılarak kadınlar ve çocuklar şiddete açık hale getirildi. İktidarın bu cinayetleri önlemek için attığı somut adımlar nerede?" dedi.
Sosyal yardımlar yetersiz, programlar sonlandırıldı
Sosyal yardımların da yetersiz olduğuna dikkat çeken Suiçmez, “Çocuk yardımı çıkarıyorlar; “1. çocuk için tek seferlik 5.000 TL, 2. çocuk için çocuk 5 yaşına gelene kadar aylık 1.500 TL, 3. ve üzeri çocuklar için çocuk 5 yaşına gelene kadar aylık 5.000 TL düzenli doğum yardımı yapılacak” diyorlar. Ancak gerçek şu ki, bu yardımlar ailelerin çocuklarını sağlıklı beslemesini sağlamaya dahi yetmiyor.” dedi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın hane başı gelir dilimlerine göre 850‑1 250 TL arasında değişen Aile Destek Programı ödemelerini 2025 başında sonlandırdığını da anımsatan Suiçmez, “Yoksulluk artarken dar gelirli ailelerin bir güvencesi daha ortadan kaldırıldı.” ifadelerini kullandı.
Engelli çocuk sahibi annelerin yeterli destek görmediğini belirten Suiçmez, "Evde bakım yardımı hesaplanırken KYK burs ve kredi ödemeleri dahi aile gelirine dahil ediliyor, bu yardımlar asgari ücretin yarısına bile ulaşmıyor." dedi.
Son 10 yılda sosyal yardım alan hane sayısının iki katına çıkarak yaklaşık 5 milyona ulaştığını belirten Suiçmez, "Bu durum her beş aileden birinin yardıma muhtaç hale geldiğini gösteriyor.
Kadınları çalışma hayatından uzak tutan iktidarın sosyal yardım politikalar, aileleri yoksulluğa mahkum ediyor." dedi.
Kadın istihdamında sınıfta kalındı
Kadın istihdamında anlamlı bir gelişme yaşanmadığına dikkat çeken Suiçmez, "Kadınların işgücüne katılımı erkeklerin yarısı kadardır. 29 OECD ülkesi içinde kadınların çalışma koşulları sıralamasında son sıraya düştük." dedi.
Suiçmez, “Aileyi, çocuğu ve anneyi korumak söylemlerle mümkün değil. Kadınları yoksulluğa, şiddete ve işsizliğe mahkum eden politikalar devam ettikçe, anneleri ve çocukları kutlanacak değil korunacak günler bekliyor olacak. Demokratik haklarını kullandıkları için gözaltına alınıp, tutuklanarak yaşam hakları riske atılan, barınma ve eğitim hakları ortadan kaldırılan yüzlerce üniversite öğrencisinin olduğu ülkemizde anneler mutlu olabilirler mi?”ifadelerini kullandı.
Suiçmez, açıklamasını “Bugün vesilesiyle başta Cumhuriyetimizin kurucusu ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım olmak üzere; ebediyete intikal etmiş tüm anneleri saygıyla anıyor, zor şartlar altında yaşam ve hak mücadelesi veren tüm anneleri saygıyla selamlıyorum.” sözleriyle sonlandırdı.