Ekim ayında sahnelenecek oyunların, tarihleri ve konuları sırasıyla şöyle;
KAÇAKLAR (İzmir Devlet Tiyatrosu) 1-2-3-4 Ekim 2025
Kaçmak isteyen iki kadının hikâyesi. Yetmişli yaşlarında bir genç kız olan Claude ile kırklı yaşlarındaki ihtiyar Margot’nun! Kaçış planları hiç beklemedikleri bir şekilde çakışır. İki kadın oyuncu için harika bir ritimde yazılmış, içinde hüznü ama daha çok komediyi barındıran sıra dışı bir hikâye.
İSTANBUL’ UN SON BEYZADELERİ *9 Ekim 2025 Prömiyer Gecesi
(Trabzon Devlet Tiyatrosu) 9-10-11 ve 16-17-18 Ekim 2025
Uğur Saatçi’nin kaleme aldığı “İstanbul’un Son Beyzadeleri”, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş döneminde, işgal altındaki İstanbul’un sosyal hayatını, değişen-yozlaşan değerlerini ve toplumsal sınıfların çözülüşünü hiciv yoluyla ele alan bir oyundur. Çöken bir İmparatorluğun başkenti İstanbul'un karanlık sokaklarında, gayrimeşru ilişkiler içindeki insancıklar, ahlakdışı ilişkileri ile günü kurtarmaya, kendi küçücük hayatlarını bataktan çıkarmaya çalıştıkça, debelenerek daha da dibe batarlar. İşgal yıllarındaki İstanbul'un bu garip tarihi kesiti; komik, eğlenceli, şarkılı, danslı ve bir o kadar da acıklı bir bakışla siz değerli seyircilerimizin temaşasına sunulmaktadır.
AĞIR ROMAN (Adana Devlet Tiyatrosu) 23-24-25 Ekim 2025
Kolera Mahallesi’nde yaşayan insanların hayatları üzerinden, toplumun kenara ittiği bireylerin çürümüş düzenle mücadelesi anlatılır. Oyun, mahalledeki dayanışmayı, yozlaşmayı, aşkı ve ihaneti aynı potada eritir. Salih’in aşkı, mahallenin baskısı ve Reco ile olan çatışması oyunun dramatik omurgasını oluşturur. Mahallede güç dengeleri sürekli değişir, kanlı hesaplaşmalar yaşanır. Karakterler bir yandan aşk, sadakat ve hayallerle yaşarken diğer yandan şiddet, uyuşturucu ve ölümle yüzleşir.
BİR RUHUN HİKAYESİ (İstanbul Devlet Tiyatrosu) 30-31 Ekim 2025, 1 Kasım 2025
IngmarBergman’ın sinema filmi için yazdığı aynı adlı eserinden uyarlanan monolog oyun, kadının hayatta varoluş hesaplaşmasını anlatıyor. “Neden her şey karmakarışık bir hale geldi?”
“Hiç durmadan konuşuyorum ve insanlar susuyor ve sırtlarını dönüp gidiyorlar. Hayır, yakınmayacağım. Şu dünyada yakınmak için hiçbir sebebim yok. Zor olan tabii ki düşüncelerim ve hayallerimle doldurduğum bir boşlukta yaşamam.” Gerçeklerden kaçıp hayallerine sığınan ve hayallerinden uyanıp gerçeğine düşen Viktoria, artık karmaşık bir hale gelen anılarındaki; acılarını, mutluluklarını, kayıplarını, ayrılıklarını, mutsuz evliliğini, ailesini ve çocukluğunu ruhunda gizlediği hikayeleri ile anlatırken hayal ve hayat arasında zihninde yolculuk yapar.