YAŞAMAK ARINMAK, İNSAN OLMAKTIR

                Aslında kabullenemediğimiz, içimizdeki çocuğun ölümümü kabullenmek olduğunu öğrendiğimiz zaman gösterdiğimiz tepkilerin boyutudur; yaşantı içerisindeki kızgınlıklarımız; kindar tutumlarımız; kırgınlıklar ve küskünlüklerimizdir.

            Oyuncaklarımızı kıskandığımız çağlarda, çocukça hukukumuzda büyüklerin dahi hayal edemediği dürüstlük ve adil davranış vardır.

            Büyüklerimizin, “Doğru olacaksın. Kimsenin hakkını yemeyeceksin. Yalan söylemek günah. Çalmayacak, çırpmayacak hakkına razı olacaksın.” tarzındaki sözlerini, ilahi emirmiş gibi algıladığımız o yaşların temizliğini yıkan büyüklerin, çocukluklarının temizliğinden arındırılmışlığın intikamı olsa gerek yaşanan bozukluklar.

            Yeni Türkü grubu, bir eserinde diyor ya, “Biz büyüdük ve kirlendi dünya.”Sahiden öyle mi oldu?

            Neden öldürdük çocukluğumuzu, neyin karşılığında? Gülmenin sıcaklığından, sinsiliğine nasıl döndük? Çocukluğun saklambaçlarından, çıkarcılığın dolambaçlarına nasıl düştük?

            Herkes, dürüstlükten, doğrudan, güzel ahlaktan yana ise kim bozuyor bu güzellikleri? Doğruluk kime göre belirleniyor nasıl biçimlendiriliyor?

            Yüzüne güldüklerimizin arkasından neden konuşuruz? Yüzüne söyleyemediklerimizi korktuğumuz için mi arkasından söyleriz?

            Yaşantımız o kadar biçimsiz dönemler sunar ki, ev sahibi sofraya davet eder, aç olduğumuz halde, “Sağ ol.” der, yanaşmayız ama gözümüzü de ayırmayız sofradan. Kendimizle bile barışık olmadığımız dünyada, başkalarıyla nasıl barışık yaşarız bilemem.

            Koca Yunus, “Mal sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi/ Mal da yalan mülk de yalan, var biraz da sen oyalan” diyerek, geçici dünyanın, değer verdiğimiz kavramlarını ne güzel özetlemiş? Dünya malı için kırdığımız kalplerin değeri ölçülebilir mi?

            Yaşamak dediğimiz sözün anlamı nedir? Akşama evine ekmek götürebilmişlik midir? Bir yudum çayı dostlarla sıcak bir söyleşide paylaşmak mıdır? Onda varsa, benimki daha lüks olmalı demek midir? Açların; açlıktan ölenlerin, köprü altında yaşayanların, ailesiz yaşama tutunmaya çalışanların sürdürdüğü çile midir?

            Sahiden nedir yaşamak? Çocukluğumuzun saflığını, büyümenin şeytanlığına terk etmekmidir yaşamak?Daha fazlasına ulaşmak, daha fazlası için birilerinin kafasını yarmak, birilerinin gözünü çıkarmak, sahiden nedir yaşamak?

            Esmerin, sarışını ezmesi mi gerekir, çekik gözlünün zenciyi aşağılaması mı? Güçlünün zayıfı ezmesi mi, zalimin devran sürmesi mi, nedir yaşamak?

            Masmavi gökyüzünün altında kirletmediğimiz çevrenin yeşillikleri arasında süzülüp akan berrak bir suyun şırıltısındaki musikiyi duymak mıdır, yaşamak?

            Nedir yaşamak? “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” bu Hadisin anlamını görebilmektir yaşamak. Komşunuz, dinli-dinsiz; yerli-yabancı; kadın-erkek; yaşlı-genç; sağlam-sakat; kısaca her şey olabilir, herkes olabilir. Paylaşmaktır, yaşamak.

            Yaratıcımız, isteseydi herkesi tek tip yaratırdı. Herkesin başını secdeye eğer, aynı işleri aynı anda yapmayı sağlardı. Rabbimiz, farklılıkta güzellik görmüş. Akıl vermiş doğruyu bulalım diye. Tövbe kapısını açık koymuş hatalarımızdan ders alıp dönebilelim diye.

            Öyleyse yaşamak, farklılıklarımıza tahammül edebilmektir. Yaşamak, “Benim dışımda da bir dünya var.” diyerek, saygılı olmayı başarmaktır.

            Yaşamak görebilmektir. İçimizdeki çocuğu yaşatabilmektir: Biraz muziplik, biraz şakalaşmak, ama en önemlisi içten bir gülücük, dostlarla atılmış bir kahkahadır.

            Parasıyla zengin olup gönlü fakir olmamaktır yaşamak. Öfkeyi denetim altında tutabilmektir yaşamak. Sabrın zorluğuna dayanmaktır, yaşamak.

            Bir tutam sevgi, bir çimdik özlemdir; paylaşmanın mutluğunda kaynatılan yüreklerin sıcaklığıdır; onun acılarını paylaşmak, onun yerine de bakabilmek en önemlisi onu anlayabilmektir yaşamak. YAŞAMAK, YAŞATMAKTIR, çünkü yaşamak yalnız kalmamaktır.

            Yaşı ilerleyip de gözleri çocuk masumiyetinde gülenlerin çok olduğu bir dünyanın özlemiyle, yaşama tutunmak isteyenlere selam olsun.

           

 

            

Editör: TE Bilisim