Bir çok Avrupa ülkesine ve Japonya’ya Trabzon’dan kemençe gönderen Hasan Sancak kemençe imalatına ilk günkü heyecanla devam ettiğini belirtti. 99 pencereli tarihi Haşimağa Konağı, Maçuka tarihi konak ve cami, Aksu mahallesi tarihi evleri Cida tarihi okul, şelale ve Memiş Ağa Konağı gezildi.
“130 yıldır 6 Kuşak Aynı Evde Yaşıyor”
Sürmene’nin Gültepe Mahallesi’nde 1895 yılında yapılan 99 pencereli tarihi Haşim Ağa Konağında dede evinde yaşamını sürdüren Cemalettin Efendioğlu: “Bu konağı benim dedemin babası yaptırdı ve benim oğlum torunum 6 kuşak aynı evde yaşamış olduk. Bayramlarda kardeşlerim ve çocuklarımızla bazen 42 kişi bu konakta bir araya gelerek unutulmaz hatıraları tekrar yaşatma fırsatı buluyoruz.
Rus işgali sırasında konak 4 ay gibi kısa bir süre hastane olarak kullanıldı. Karadeniz mimarisinin her özelliğini bu konakta görürsünüz ısıtma o zaman soba olmadığı için her odada şömine var ekmek fırınları kapının önünde olur bunda içeride yapılmış. El işlemesi bir tavanı var 130 yıldır biz ne boyuyoruz ne siliyoruz aynen o şekilde bozulmadan duruyor.
2003 yılında konağın çatısını ve bazı kısımlarını tamir ettik sorunsuz bir şekilde içinde yaşamımızı sürdürüyoruz fakat çevremizde bakımsızlıktan gözümüzün önünde yıkılan tarihi evler var. Gültepe Köyü’ne yetkililer gelsinler bu binalara hep birlikte sahip çıkalım” dedi.
Kültür gezisinin rehberi Sürmene Kültür Sanat Turizm ve Halkoyunları Derneği Başkanı Okan İsmailoğlu yaptığı açıklamada: “Bu yıl 2. düzenlenen Sürmene Festivali’nde Sürmene Kültür turu ve foto maraton gerçekleştirdik. İlk olarak kemençe ustası Hasan Sancak‘dan kemençe yapımı konusunda bilgileri aldık ondan sonra Sürmene’nin tarihi ve turistik yerlerini gezdik.
Tarihi çeşmelerimizi, camilerimizi, konaklarımızı kontrol altına almak zorundayız bunlar bizim için bulunmaz bir nimet, insanlar yeni binaya fotoğraf çekmiyor nerede fotoğraf, dizi çekiliyor eski bina arıyor, otantik bina arıyor orada çekiliyorlar.
Bugün Haşim Ağa Konağı Gültepe Köyünde 99 pencereli Konak muhteşem büyüleyici bir eser bölgedeki bütün tarihi evlerimizi yapılarımızı bu şekilde koruyup yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak zorundayız. İnsan hayret ediyor tarihi eser muhteşem yapının etrafında çok katlı beton evler çok çirkin görünüyor.
Toplum geçmiş kültürüyle, eğitimi, ahlakıyla ayakta kalır.
Kültürüne, sanatına sahip çıkmazsan o toplum kaybetmeye mahkumdur yani bizim amacımız da insanlar kültür değerlerine sahip çıksın bu ülke içten yıkılır bir elmaya içten kurt vurur dışardan bir şey olmaz bizimde bu değerlerimize sahip çıkmamız lazım bunu sadece hani bireysel vatandaşların değil devletin politikası olması lazım Kültür Bakanlığı’nın bu işe el atması lazım binalar çürüyor bunların kayıt altına alınmaları lazım görevli kişilerin bu evleri tespit edip bunları turizme kazandırmak için çaba göstermesi gerekiyor.
Bacasız sanayi turizm bölgemiz için büyük bir fırsat bunu iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Mavi bitiyor yeşil başlıyor ama biz bunu değerlendiremiyoruz bunun kıymetini bilmiyoruz bunun kıymetini bilmek için de adımlar atmamız gerekiyor” dedi.
Kültür gezisine katılan emekli eğitimci Erdal Yılmaz 24 Mart 1981 yılında Sürmene’ye gelmiştim. Sürmene’de görmediğim bazı yerleri tarihi değerleri, kültürel varlıkları bugün düzenlemiş olduğunuz turla birlikte görmüş oldum ben Sürmeneli değilim Sürmene‘ye 1200 km uzaktan Adanalıyım buradan evliyim ama Sürmene’de geçmiş yıllarda hizmetimiz oldu o nedenle de Sürmene‘nin yaylalarını, köylerini buradaki aileleri turistik değerleri ve geçmişte üretim yapılan bazı köyleri biliyorum bunlardan bir tanesi mesela Rusya’dan zamanında Türkiye’ye Kefe’den gelen Kefeli sülalesinin olduğu Kefeli Mahallesi o köyde geçmişte halı ipek dokuması ve buna benzer üretim yapılan atölyeler vardı.
Mustafa Kemal Kefeli diye amcamız vardı benim eskiden iş ortağımdı onun ifadelerine göre orada mesela karpuz ve arpa yetiştirildiğinden bahsederdi ve buradan Kefeli sülalesi yapmış olduğu üretimleri Rusya Kırım’a gemi yoluyla ticaret yaptıklarını buradan oraya üretilen ürünlerin gemilerle götürüp orada satıldığını oradan da Trabzon’a Türkiye’ye bir çok ürünler getirdiklerini bahsederdi ben de bunları merak eden biri olarak daha önceden gitmiştim o bölgeye ama bir kere daha görmüş olduk organizasyonu düzenleyenlere teşekkür ediyorum” dedi.
Haber Editörü: Esin Çakır