10 Ekim 2015’te, Ankara Garı önünde barış isteyen yüz binlerin buluşmasında patlayan bombalar, bu ülkenin tarihine kazınmış en ağır katliamlardan biridir.
Yüz üç canımızı yitirdiğimiz o gün, halkların kardeşliği, emek ve barış umudu hedef alınmıştır.
Aradan geçen on yıla rağmen adalet hâlâ yerini bulmamış; katliamın gerçek sorumluları, o karanlığın siyasal aklı hâlâ hesap vermemiştir.
Biz, Tüm Emeklilerin Sendikası olarak, 10 Ekim’de yitirdiğimiz yoldaşlarımızın anısı önünde saygıyla eğiliyor; onların “Savaşa inat, barış hemen şimdi!” çağrısını bugüne taşıyoruz.
Ancak bugün, iktidarın yeniden dillendirdiği “barış süreci” söylemlerini yakından izliyoruz.
Biliyoruz ki bu söylemler, samimi bir barış arayışının değil; siyasal çıkar hesaplarının, seçim taktiklerinin ve iktidar pazarlıklarının ürünüdür.
Bu ülke, “çözüm” adı altında yürütülen ama gerçekte savaş hazırlıklarına, toplumsal kutuplaştırmaya ve iktidarını koruma planlarına dayalı süreçlerin acısını defalarca yaşadı.
Türkiye, tarihsel bir yol ayrımında.
Tek adam rejimi, ABD-İsrail ortaklığında şekillenen yeni Ortadoğu düzenine uyumlu, etnik ve dinsel temeller üzerine kurulu bir rejim arayışı içinde.
Toplumsal desteğini büyük ölçüde yitiren AKP-MHP ittifakı, çöken iktidarını ancak dış güçlerin planlarına tutunarak ayakta tutabileceğine inanıyor.
Yürüttükleri bu süreç, halk iradesine dayalı bir demokrasiyi değil; seçimlerin göstermelik hale geldiği, halkın söz ve karar hakkının yok sayıldığı otoriter bir Türkiye’yi hedefliyor.
Bir kez daha ifade ediyoruz ki Saray’ın hesabı tutmayacak.
Gerici rejimi kalıcılaştırmaya yönelik bu büyük tehlikeyi bertaraf edeceğiz.
Gerçek barış, iktidarın lütfu değil; halkların, emekçilerin ortak mücadelesiyle kurulacak demokratik bir düzenin eseridir.
Barış, savaş politikalarına geçici bir mola değil; sömürüye, yoksulluğa, eşitsizliğe ve otoriterliğe son verme iradesidir.
Bugün “barış” adı altında yeniden kurgulanan her plan;
Emekçilerin yaşadığı derin yoksulluğu,
Emeklilerin sefalet ücretine mahkûm edilmesini,
Gençlerin geleceksizliğini,
Kadınların, doğanın ve halkın üzerindeki baskıyı
örtmenin bir aracına dönüştürülmektedir.
Biz, Tüm Emeklilerin Sendikası olarak açıkça söylüyoruz:
Gerçek barış; adaletten, özgürlükten, eşitlikten yanadır.
Gerçek barış, emekçilerin birleşik mücadelesinden doğar.
Gerçek barış, Ankara Garı’nda yitirdiğimiz 103 canın düşlerini yaşatmaktır.
10 Ekim, bu ülkenin hafızasında sadece bir acı günü değil;
adalet, demokrasi ve halkların kardeşliği için yeniden ayağa kalkma günüdür.
O gün yitirilen canlar, bize yılgınlığı değil, direnci miras bıraktı.
Onların sesiyle söylüyoruz:
Barış umudunu, emek mücadelesini ve dayanışmayı büyüteceğiz!
Gerçeği gizleyenlere, halkları birbirine düşürmek isteyenlere karşı,
hakikatin, adaletin ve özgürlüğün sesi olmaya devam edeceğiz!
Unutmadık, affetmeyeceğiz!
Barış, eşitlik ve özgürlük mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğiz!
TÜM EMEKLİLERİN SENDİKASI
TRABZON ŞUBE YÜRÜTME KURULU
adına
Fikret Aşçıoğlu
Haber Editörü: Esin Çakır