<p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Harman Öyküsü</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">ACIYI TOPRAĞA EKMEK</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Saçımı sımsıkı saran lastik yüzümü germiş, başımın üzerine beyaz kurdele şapka gibi oturmuştu. Ekoseli entarem çorabımdaki puantiyelerle oynaşırken kırmızı hırkamı elime aldığım gibi hızlıca ayrıldım evden.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Bayram gelmişti mahalleye, öpülecek eller hazırdı. Dağıtılacak harçlıklar da. </span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">İlk büyük kapı Halime teyzenindi. Perili köşkü andıran evde peri yoktu ama kolay girilecek bir evde değildi hani. Yeşil boyalı tahta kapıyı çaldım. Açıldı iple kapı, bekledim. Cennet gibi bir bahçe, gülüşen meyveler dans eden çiçekler... baktı bana. Hep söylenirdi “Onun meyveleri bir başka olur.” diye. Kırmızı eriği dillere destandı. Şuruplar reçeller ondan yapılmalıydı.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Siyah başörtüsünün yanından kına yakılmış bir lüle saç asılıyordu. Sağ eline açılmış erkek mendiline bozuk paraları yerleştirmiş böylece paralar ona değmiyor mikrop almıyordu.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Uzandım mavi gözleri sürmeli kadının eline, ikinciyi de almamı söyledi. Teşekkür ettim, sağ eli doluydu öpemedim. Öptürmezdi de. Başımı okşadı. Avucumdaki paralarla bitişik eve yöneldim. Sarı evin iki penceresi sokağa bakıyordu. Tanımadığım bir çift göz sanki beni izliyordu.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Titiz yaşlı kadın evine kimseyi sokmazdı. Terlikleriyle sokağa çıkarken üzerine çorap geçirir, sokağın pisliği böylece bahçeye girmezdi. Bu titizlik kızının hastalığından sonra başlamışmış.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Zamanın vebası denilen Vereme yakalanmış genç kızı. Ermeni Doktor evlenmesinin yasak olduğunu söylemiş “evlense bile asla çocuk yapamayacak” diyede ısrarla uyarmışmış. Ermeni doktor bilirmiş. O her hastalığı tedavi edermiş. Beyaz tenli güzel Feriha kimseyi dinlememiş. Sevdiğiyle evlenmiş, evlendiği gibi hamile kalmış. “Doğuramazsın”da demiş; O, diretmiş.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Doğurmuş doğurmasınada gözlerindeki ışık yarıya inmiş. Çok geçmeden sönmüş bir sabah. Bir kız çocuk bırakmış annesine uçmuş gökyüzüne.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Sarılmış torununa tam iki yıl boyunca. Sonra... Annesiz bebek dayanamamış.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Halime küsmüş dünyaya.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Acılarını toprağa ekmiş. Çiçek büyümüş ağaç meyve vermiş. Kızım toprakta yatıyorsa bu yaşta, bende yatarım demiş...</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Evini bahçedeki müştemilata taşımış. Üç beş parça eşya.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Teneke bir soba, kilim, tahta sedir, sedirin üstünde yamalı bir battaniye.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Feriha taze fasulye istemiş ölmeden önce, çok sevdiği yemekmiş. Mevsim kış, fasulye yokmuş. Halime Teyze bir daha ağzına fasulye koymamış. Her fasulye mevsimi gelince pişirip kızının adına dağıtırmış.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Ankara radyosundan onun sevdiği</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">“indim havuz başına bir kız çıktı karşıma,</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Sevda neymiş bilmezdim o getirdi başıma” şarkısının çalınmamasına istemiş. Çalmamışlar.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Topraktaydı sevdikleri, topraktan gelendi onu hayata bağlayan, yine toprağa kavuşma hasretiyle yanan titiz geçimsiz bir anneydi Halime.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">On adımla bir hayatı özetledim kendime. Muhterem Teyzenin kapısını çalarken aklım hala orada yaşananlardaydı.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">“Halime Teyze”</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Nurlarla yatın.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">“Acılar yaşamamış,</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Acılar yaşatmış,</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Acıları yaşamış” üç kadın.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Işıklarla uyuyun...</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Harmandan Kucak Dolusu Sevgilerle...</span></p><p style="text-align: center;"><span style="color:#000000;"><img alt="1-213.png" src="https://akcaabatinsesicom.teimg.com/akcaabatinsesi-com/d/other/1-213.png" title="1-213.png" /></span></p>