<p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;"><strong><span style="background-color: rgb(229, 228, 228);"><font face="Helvetica Neue, Segoe UI, Helvetica, Arial, sans-serif"><span style="font-size: 14px; white-space: pre-wrap;">Can Ablam Zerrin Akgündüz'e "Doğum Günün Kutlu Olsun “</span></font></span></strong></span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">ŞİKÂYET YOK</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Karadeniz gri bu sabah. Hafif kıble de. Şöyle çocukluğumla bir sabah yürüyüşüne çıkayım dedim sahile. Mevkim Yıldızlı... Ekim sonu.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Üstgeçitten geçip sahil yoluna indim. Geldiğim yere doğru baktım gözlerimi kapattım. Çocukluğum izlesin dedim. “Camping” yazıyor, yabancı turistlerin kampı. (Arap kardeşler yoktu o zamanlar). Camper tarzı karavanlar, çadırlar kurulu, ince uzun kavaklar, etrafı duvarla çevrili bir alan.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Bedenim yürüyor, çocukluğum izliyor. Sahil dedim ama denizi göremedim.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Şikayet yok!</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Otoban yol, araçlar vızır vızır. “Karşıya geçsem mi?”dedim. Korktum. Babamın bir anısını hatırladım.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;"> İstanbula yerleşmiş dedem vaktiyle... Babam memleket aşkıyla bir türlü ısınamamış İstanbul a. İlk gittiği zamanlarmış. Galata ya inmiş Beyoğlu’ndan. Köprüyü karşıya geçecek bi türlü geçemiyor. Demişki “herhalde düğün var.” Beklemiş beklemiş. Bakmış bitmiyor. “Ula” demiş “herhalde paşa düğünüdür.”</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;"> İlk bulduğum tanıdık yer, doktorların evleri. Hayalimdeki evler. Estetik zarif evler. Önünde mayolu denize girilen şık evler. Aradan denizi gördüm hatta leş kokan ıslah edilmemiş ya da önüne mendirek yapıldığı için pis kokulu bir yer. Çocukluğum baktı, eski düşen uçak yatıyor dedi bahçede hangi apartmanın yeriydi tahmin bile edemedim. Üç tane ev kalmış hayalimde, zaten toplam beş altı evdi. Aralarına dikilmiş yüksek binalar yok etmiş onları. O güzel evleri. Aralarında kalmış çıkmış diş gibi duruyorlar. Sitemsiz düşünecektim yine efkarlandım.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">“Şikayet yok” dedi bu sefer bizimki!</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Her sabah “ şerefsiz sigara seni bıraktım işte” diye başladığım güne, bugün de yaktım bir tane (sigara sağlığa zararlıdır) kapaktaki çirkin resme rağmen. Utandım biraz. Etrafıma baktım kimse görür mü diye. Etraf kalabalıktı. Arabalar dizi dizi geçiyordu. Çocukluğum baktı kimse yoktu. İzlemeye devam edelim dedik o halde. Elimdeki sigaradan utandım. Başımı yere indirdim. Yer izmarit doluydu. İnsanlığımdan utandım. Sonra çöp kutusu aradım yoktu, yürüdüm hayli yol, üzgündüm. Çöpü atacak kutu yoktu.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Şikayet yok. Güzel düşün!</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Bir otobüs geçti yavaşça okudum üzerini “Kanberoğlu” yazıyordu. Hatırladım Armenik dağını, o virajları dönmelerimizi. El salladım çocukça. Baktı şöför “ bu bizim Haydar Abimin kızı değil mi?” demiş midir? Çocukluğum “evet” dedi. Şimdiki halimse güldü. Belkide otobüsün adı bile başkaydı. Şimdi gülme sırası ondaydı.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Şikayet yok dedim. Memleketimin her karışına “kurban” dedim.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Hilton Otelini görünce; çocukluğum bana bir tekme attı, öyle acıdım ki! açık kalan ağzımı olmamış hurma yiyerek kapattım. Buruş buruştu ağzım. “Ey koca otel kim sıkıştırdı seni buraya!”</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;"> Ben denizi hala göremedim, yürüyorum. </span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">“Şikayet yoktu hani?”dedi...</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Köfteci galeri, köfteci galeri, derken Galenima Deresi ne geldim. Aynıydı. Duruyordu. Şehitlik, Yaylacıkta eğlenirim dedim. Hafif rampaya vurdum. Az gittim uz gittim tepeye vardım “işte benim memleketim, işte benim koyum” dedim. Çocukluğum “gözlerini açma” dedi. Açmadım. İskele, Akçaabat Gazinosu, balıkçı barınağı uzaktan izliyordu bizi. Sebat kulübü, hamam, merkez ilkokulu oradaydı...tekel binası ortaokul... şikayet yok dedim. Memleketin dedim. Kokusuna hasrettin dedim. Yürüyemedim. Daha fazla görmek istemedim. Çocukluğum yorgun ben yorgun. Geri döndüm. Nereye gideceğimi bilemedim.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">Çocukluğumun gözleri doldu, ben dayanamadım ağladım.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color:#000000;">“ Dostluk İnsanlık Sıcaklık” işte bunları hala buluyorsan,memleketini seviyorsan, “Şikayet Yok” dedim.</span></p><p style="text-align: center;"><span style="color:#000000;"><img alt="1-241.png" src="https://akcaabatinsesicom.teimg.com/akcaabatinsesi-com/d/other/1-241.png" title="1-241.png" /></span></p>