Ülkenin en fazla göç veren, altyapıdan işsizliğe pek çok alanda sıkıntı yaşayan bir kentinden, “hiçbir sorunu olmayan şehir” diye bahsetti.
Şaşırdık mı? Hayır. Zaten yıllardır Trabzon milletvekillerinin şehre ne kadar uzak olduklarını söylüyorduk. Ama biz onları sorunlara ilgisiz sanarken, meğer onlar Trabzon’da sorun olduğuna bile inanmıyorlarmış!
Bu durumda doğal olarak sormak gerekiyor: Sorun görmeyen birisi, hangi sorunu çözebilir?
Sayın Koç’un bu ifadesi sadece büyük bir gaf değil, aynı zamanda Trabzon halkıyla dalga geçmektir. Hele ki bu cümle, Trabzon’un meselelerinin konuşulacağı bir toplantı öncesi sarf edildiyse, mesele daha da vahimdir. Bu sözler; sorumsuzluğun, vurdumduymazlığın, kopukluğun dışa vurumudur. Sayın Vekil’in kimlerin vekili olduğunu, kimi temsil ettiğini düşünmesi gerekir.
Buradan açıkça çağrı yapıyorum: Sayın Vehbi Koç, bu milletin aklıyla alay ettiğiniz bu sözünüz için Trabzon halkından özür dileyin.
Gündemde bir başka hassasiyet konusu ise 14-17 Ağustos tarihlerinde Trabzon Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenecek olan Uluslararası Horon Festivali. Son günlerde basında, festivale Yunan halk dansları ekiplerinin katılacağı yönünde haberler yer aldı.
Bu meseleyle ilgili Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Metin Genç’i bizzat aradım. Kendisi böyle bir davetin kesinlikle söz konusu olmadığını ifade etti. Başkan’ın bu milli duruşunu kıymetli buluyorum ve bu konuda bizimle aynı hassasiyeti taşıdığı için kendisine teşekkür ediyorum.
Horon bu milletin kimliğidir. Kültürümüzdür. Kökümüzü, tarihsel bağlarımızı incitecek en küçük adıma bile sessiz kalamayız.
Yerel basına yansıyan bir diğer gelişme ise, Trabzon’da DEM Parti il teşkilatı kurulması yönündeki girişimler. Bu durum elbette sadece bir il binası meselesi değildir. Mesele daha büyüktür, resmin tamamına bakmak gerekir.
Buradaki asıl mesele, Türkiye’nin üniter devlet yapısını hedef alan projelerin artık pervasızca dillendiriliyor olmasıdır. Trabzon sıradan bir şehir değildir; bu milletin sigortasıdır. Cumhuriyet’in, Atatürk’ün, Türk milletinin mayasıdır. Küçük bir azınlık dışında bu şehirde bölücülüğe geçit vermez kimse.
O nedenle; partisi ne olursa olsun bu ülkenin bütün evlatlarını, bu süreci durdurmak adına ses yükseltmeye çağırıyorum. AK Partilisi, MHP’lisi, CHP’lisi, herkes bu ihanete karşı durmalıdır. İl ve ilçe teşkilatlarını, genel merkezlerini arayıp “Biz bu süreci kabul etmiyoruz!” demelidir.
Bugün Türkiye dört parçaya bölünmek isteniyor. Kürt Demokratik Konfederalizmi adı altında bir etnik ayrışma planı sahneye konuluyor. Bu, sadece doğuyu ilgilendiren bir mesele değildir. Bu, Türkiye’dir.
TBMM'de kurulan bir komisyona Trabzon Milletvekili Mustafa Şen’in seçilmesi de manidar bulunmuştur. Zira Sayın Şen’in geçmişte sarf ettiği, “Türkiye’den Suriyeliler değil, Türkler gitsin” şeklindeki beyanı ve Türklüğe mesafeli tavrı, bu tercihin ne kadar "isabetli" olduğunu (!) ortaya koyuyor.
Ve son olarak şunu vurgulamak isterim ki; İYİ Parti olarak bu süreçte ihanetin ortağı olmayacağız. Mecliste kurulan o komisyonda yer almayan tek partiyiz. Bizim mücadelemiz sadece siyaset değil; Cumhuriyet mücadelesidir, devlet mücadelesidir, Türk milleti mücadelesidir.
Bugün bu mücadelede yalnız olsak da, inanıyoruz ki yarın vatanseverler, Atatürkçüler ve Cumhuriyetçiler bizimle birlikte yürüyeceklerdir.
Unutmayalım:
Susarsak, sıra hepimize gelir.
İYİ Parti İl Başkanı Muhammet Erkan
Haber Editörü: Esin Çakır