Bilindiği gibi daha önceki yıllarda Trabzon’un Fetih günü olan 15 Ağustos’ta gerçekleştirilen Pontus ayini, 2024 yılında gösterilen tepkilerin etkisiyle 23 Ağustos’a ertelenmişti.
Burada engellemek yerine ertelemek kurnazlığı gösterilmiştir. Gelen tepkiler üzerine, Trabzon’un fetih gününde kirli amaçları olan ayin gösterisini yapmamak amacıyla bu kararın alındığı söylenmişti.
Yani ihanet gösterisi sadece bir hafta ertelenmiştir. Değişen bir şey yoktur. Ha bir hafta önce ha bir hafta sonra gerçekleştirilsin yine kirli bir Pontus oyunuyla karşı karşıyayız.
Her yıl T.C Devletinin yasaları ayaklar altına alınıp, aynı zamanda kuruluş senedimiz olan LOZAN çiğnenerek kanunlara aykırı bir şekilde Sümela'da yapılan bu ayin, ayin olmanın çok ötesinde, Yunan istihbaratı öncülüğünde Trabzon'da hayali Pontus’un gövde ve güç gösterisinden ibarettir.
Bu toplantının ve söylediklerimizin bazı devlet yetkilileri, bazı basın camiası mensupları ve halkımızın bir kısmı tarafından bir anlam ifade etmeyeceğini biliyoruz.
Bazı çevreler tarafından “mahallenin serserisi” ya da “paranoyak” olarak değerlendirildiğimizin de bilincindeyiz.
Çıkarcı, menfaatçi, nemelazımcı, üç tane bisküvi satmak için bizi eleştirenlerin olduğunu da gördük, görüyoruz. Tarihin “t” sini bilmeyen, hiçbir tarih bilinci bulunmayan sadece siyasi fanatizm uğruna bizlere laf yetiştiren cahillerin varlığından da haberdarız. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan cahillerin konuyu cami kilise, dini özgürlük masallarına bağlama şuursuzluğunun da bilincindeyiz.
Emperyalizmin insanlarımızı nasıl elde ettiğini, nasıl kılcal damarlarımıza kadar girdiğini, Türklük şuur ve gururunun yerlerde süründüğünü, bölücü faaliyetlerin nasıl mevzi kazandığını, ülkenin ne durumda olduğunu bilerek mücadelemize devam ediyoruz. İnanıyoruz ki ve biliyoruz ki Türk Milletinin ezici bir çoğunluğu bizimle aynı düşüncede, aynı fikirleri savunuyordur. Tek başımıza kalsak da Cumhuriyetimizi, vatanımızı, devletimizin üniter yapısını, Türklüğü savunmaya sonuna kadar devam edeceğiz. Bu bizim birinci vazifemizdir.
Türkiye Cumhuriyeti devleti her yönden, her alanda tam bir kuşatma altındadır. Bu gün Türkiye’de Türk devleti karşıtlarının arasında açık bir ittifak kurulmuştur.
Türkiye’de Türk isminin kullanılmadığında ülkeye barış geleceğine inanan gafillerin söz sahibi olduğu bir memlekette yaşıyoruz. Türklük unutturulmaya çalışılıyor.
Türklüğün ve Türk olmanın küçümsendiği bir dönem yaşıyoruz. Özellikle son zamanlarda kurbağalar korosu seslerini yükseltmeye, içlerindeki kirli duyguları ortaya saçmaya başlamışlardır. Bu nasıl bir akıldır ki kendi varlığını koruyan, devam ettiren ve geliştiren devletini yok etmek için düşmandan daha gayretli ve cesur davranılabiliyor.
Tarihin hiçbir yerinde emperyalistlere güvenmemizi gerektirecek bir ayrıntı yoktur. Tarih bilinci olmayan insanın varlık bilinci olamaz. Eğer bu topraklarda çocuklarımızın, torunlarımızın ilelebet hür ve bağımsız olarak var olabilmeleri için engin bir tarih bilincine sahip olmamız gerekir.
Türk vatanının bin yıllık düşmanı haçlı emperyalistlerle işbirliği ve dayanışma içinde olmak gibi bir zilletin savunuculuğunu yapanları devletin en yüksek makamlarında görmek bizleri kahrediyor. Misyonerlik din özgürlüğü değildir. Atatürk dönemini misyonerlerin “ölü dönem “ olarak adlandırmaları tesadüf değildir.
Değerli Basın Mensupları
Buradan yetkililere sesleniyorum ya bu ayini tamamen iptal edeceksiniz ya da bölücü unsurlardan, yıkıcı faaliyetlerden arındıracaksınız.
İnanç turizmi diyorsanız, gerçekten inanç turizmi yapılmasına izin vereceksiniz. Herkesin Türk Devletinin kanunlarına uymasını sağlayacaksınız. Gösteriyi bir hafta sonraya almak hiçbir şeyi değiştirmez. Cemaatsiz ibadet mi olur. Burada yapılan dini değil, siyasi bir faaliyettir.
Eğer dini faaliyet ya da ibadet diyorsanız buyurun Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak, başımızda diyanet işleri başkanı olduğu halde, eskiden Osmanlı toprakları olan Yunanistan’a gidelim toplu olarak bir bayram namazı ya da Cuma namazı kılalım. Bakın bakalım kılabiliyor muyuz? Bakın bakalım neler oluyor?
Yine Cumartesi günü papaz efendiler gelecek, kirli Pontus oyununu oynayıp gidecekler. Bir kez daha söylüyorum; Pontus provalarından ve Yunanlıların gövde gösterisinden ibaret olan ayine izin verilmesi, Trabzon’a, bölgeye, dahası Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne karşı yapılmış olan büyük bir ihanettir.
Bu izin, Lozan’ı delmektir. Yunanlıların ideallerine destek olmaktır. Sümela Manastırı'nda Fener Rum Patriği Bartholomeos’un yönettiği göstermelik ayinler, Pontus hayalleri peşinde koşanların gövde gösterisinden başka bir şey değildir.
Dünya da hiçbir devletin başka bir devletin herhangi bir şehrini ele geçirmek maksadıyla kendi içinde 300, başka ülkelerde ise 200’den fazla şubesini açtığı, dernek kurduğu görülmüş değildir. Fakat gelin görün ki Yunanistan Karadeniz bölgesi üzerindeki “ sözde pontusu” yeniden kurma faaliyetleri kapsamında bunu yapmaktadır. Sadece Yunanistan’da 300’e yakın Pontus kuruluşu bulunmaktadır. Yine bu derneklerin başka ülkelerde 200’ü aşkın şubesi bulunmaktadır.
Geçen yıllarda Sümela’da yapılacak ayinlerin davetiyelerinde “Ekümenik Patrik “yazmakta idi. Fener Rum Patriği Bartholomeos’un Ekümenik sıfatını kullanması Lozan antlaşmasına ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kanunlarına aykırıdır. Bu durum Lozan’ı delmek ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin koyduğu kanunları, dolaysıyla devleti tanımamaktır.
Daha geçen hafta ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ın diplomatik teamüllere aygırı olarak Fener Rum Patriği Bartholomeos’u ziyaret ettikten sonra ondan “ekümenik patrik” olarak bahsetmiştir. Aynı büyükelçi bir ay öncede Türkiye’de Ulus devleti açıkça hedef alan ve ülkenin dini cemaatlerin idaresine teslim edildiği sistem olan Osmanlı dönemindeki millet sistemine dönmesi gerektiğini söyleyebilmiştir.
Ve devletin tepesinde bulunan hiçbir Allah’ın kulu da “ arkadaş sen ne diyorsun, haddini bil” dememiştir, diyememiştir. Velhasıl değerli arkadaşlar ülkemiz örümcek ağı gibi emperyalistler tarafından sarılmıştır. Ülkemiz maalesef bu gün oltaya vurmuş balık gibidir.
Türkler, Yunanistan’da kendi müftülerini seçemez, dahası bir çok hakları gasp edilip hürriyetlerinden mahrum edilirken; Eyüp Kaymakamlığına bağlı din işleriyle ilgili küçük bir memur seviyesinde olan Fener Patriği Bartholomeos’un Eyüp Kaymakamından izin almadan İstanbul dışına çıkması kanunen yasakken, gel gör ki, küçük bir din görevlisinden ibaret olan Bartholomeos, değil Eyüp Kaymakamını, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni takmadan ‘’EKÜMENİK’’ sıfatıyla dünyayı dolaşmakla kalmayıp Megali Idea’nın ve hayali Pontus davasının sözcülüğünü yapmaktadır.
Fener Patriği ekümenik patrik değildir, olamaz da. Her ne şekilde ve kim veya kimler tarafından yapılmışsa, Fener Patriğine ‘’ekümenik patrik’’ unvanının verilmesi, onun ‘’cihan patriği’’ olarak kabulüdür ki bu asla kabul edilemez bir durumdur ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temeline konulmuş, tahrip gücü yüksek bir dinamittir. Yıllardır süregelen bir ABD ve Yunan rüyasının kabul görmesidir.
İYİ Parti olarak bu kepazeliği asla kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz. Bizim kabul edeceğimiz gelişme, bu kirli Pontus gösterisinin bir daha yapılmamak üzere iptal edilmesidir.
Trabzon üzerinde kirli hesapları olanlar her ortamda her fırsatı değerlendirmektedir. Önceki yıllarda yapılan ayinler sırasında üzerinde “Pontus” yazılı gömlekler giyerek gövde gösterisinde bulunup Pontus propagandası yapılmıştır. Sümela’da ayin izni verilerek kimlerin kirli emellerine alet olduğumuzu düşünmenizi istiyoruz. Horon Pontus dansı, kemence ise Pontus çalgısı olarak gösterilmektedir.
Sosyal medya paylaşımlarından anlıyoruz ki Yunanistan’da Horon ve kemençe kursları düzenleniyor, çakma gösteriler yapılıp paylaşılıyor ama ne hikmetse Yunanistan’da bir tane kemençe ustası bulunmuyor, kullanılan kemençeler Türkiye’den, Trabzon’dan satın alınıp götürülüyor. Biz bu paylaşımları takip ediyoruz da, bu izni verenler etmiyor mu? Biz oyunu görüyoruz da devlet görmüyor mu?
Trabzon Sümela'da bu ayini tertip eden ve yöneten Patrik Bartholomeos, 2010 yılında 15 Ağustos günü için ''PONTUS BAYRAMIDIR'' demişti. Bu söz bile konunun inanç turizmi değil bölücü bir faaliyet olduğunu açık seçik olarak ortaya koymaktadır. 15 Ağustos güya Hz. Meryem'in Sümela Manastırından göğe yükseldiği günüymüş. Böyle bir olay yok, külliyen yalan. Onların dinlerine göre Hz. Meryem Sümela'dan değil, Kudüs'ten göğe yükselmiştir. Yani kuyruklu bir yalan var ortada..
‘’Yunan Dilini Ulusallaştırma Derneği’’ 10-12 Ağustos 2002 de düzenlediği ve faaliyet sahasına aldığı gezinin güzergâhını, Merzifon- Amasya- Bafra- Samsun- Ordu- Giresun- Trabzon- Rize olarak açıkladı ve özellikle Trabzon’un altını çizdi ve de ‘’Trabzon, bizim için çok büyük bir öneme sahiptir’’ dedi…
1993 Ağustosunda ‘’Sümela Meryem Ana Vakfı’`nın düzenlediği TRABZON ve PONTUS TOPLANTISI NDA, Yunan Başbakanı şöyle diyordu; “Dedeleriniz Karadeniz Bölgesinde ki Pontus topraklarına dönüş hayalini size miras bırakarak öldüler. Bu mirası kalbinizde koruyun. Pontus`u, Karadeniz’i asla unutmayın”….
New York Valisi, 6 Ekim 2002 de “Kadın Yazarlar Ödülünü“ Trabzon ve civarı Pontus’tur diyen kitaba verdi…
1992 de Yunanistan Kültür Bakanı Melina Merküri, “Anavatan Pontus’u Kurtarma Dünya Komitesi” adına bir harita dağıttı. Bu haritada, Trabzon merkezli Karadeniz bölgesi toprakları Pontus Rumlarına, Kalan Anadolu toprakları ise Ermeni, Süryani ve Kürtlere paylaştırılıyordu. Bu harita Yunan ders kitaplarına konulmuş olup, halen Yunanlı öğrencilere okutularak, onlarda Pontusçuluk şuuru geliştiriliyor…
Yunanistan İlkokullarının 6. sınıflarında okutulan ‘’Yeni Dönem Yunan Tarihi’’ ders kitaplarında, “Trakya- Batı Anadolu- İstanbul- Karadeniz Yunan toprağıdır” diye okutulmaktadır ve özellikle Trabzon ve havalisine vurgu yapılmaktadır…
Yunan ‘’İlkokul Antolojisi’’n de şu satırlara rastlanmaktadır; “…Gözlerim, beni bir Türk’ün öptüğünü görmektense, kanımla toprak kızıla boyansın. Ben kitap filan istemem. Ben barbar Türklerle savaşmak istiyorum. Türkleri sapanımla vurup silahlarını alacağım. (….) Bu imansız Türkler…. Köpekler…
Evet arkadaşlar ”Elin adamları çocuklarına bunları öğretirken, biz ise üç tane bisküvü, beş tane oda, dört tane tur satmanın hesabını yapıyoruz.
Yunan Başbakanı Kostantin Karamanlis, 1974 de Selânik Fuarı`nın açılışında demişti ki; “Bugünkü gücümüzle, Türkleri savaşarak yenmemize imkân yok. Mücâdelemizi her çareye başvurarak sürdüreceğiz. Onların içinde adamlarımız olacak, onlar içeriden bize hizmet ederlerken, Türklerin yaralarını kaşıyarak kanatacağız”...
Bu tarihten sonra yarayı kaşıyıp kanatmak için Yunan Hükumetlerinin kurduğu vakıf ve dernek sayısı 500 den fazladır. Bu 500 dernek ve vakıfların 230 tanesi sadece Trabzon üzerinde hak iddia etmek ve Pontus faaliyetlerini yürütmek içindir…
Selânik şehrinin Belediye Meclisince, kent merkezindeki Agia Sofia Meydanına PONTUS SOYKIRIMI ANITI diktirilmiştir…
Yunanistan Dışişleri Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren ‘’Dış Yunanlılar Genel Sekreterliği’’ tarafından yapılan açıklamada; Karadeniz ve Trabzon civarında yapılan Pontus Soykırımı için yapılacak bütün faaliyetlerin destekleneceğini ilan etmiştir…
Yunan Kalkınma Bakanı Akis Cohacopus, Türkiye’nin, Trabzon ve civarında yapılan Pontus Soykırımını tanıması gerektiğini ısrarla söylemiştir…
Yunan Dışişleri Bakan Yardımcısı Yannis Magriotis, Pontus Soykırımının tanınması için mücadele edeceklerini ve bu mücadeleden mutlaka zaferle çıkacaklarını dünya kamuoyuna ilan etmiştir…
Trabzon üzerinde kirli emelleri olan Fener Patriğinin Trabzon’a kadar gelip Pontus veya kin ayini tertip etmesine sesini çıkaramayan, izin verenlere, Trabzon'a ve vatana ihanet ettiklerini hatırlatırız.
Her yıl Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yasaları ayaklar altına alınıp, aynı zamanda kuruluş senedimiz olan LOZAN çiğnenerek kanunlara aykırı bir şekilde Sümela'da yapılan bu ayin, ayin olmanın çok ötesinde, Yunan istihbaratı öncülüğünde Trabzon'da hayali Pontus’un gövde ve güç gösterisinden ibarettir.
Sümela’da ayin programı bir inanç turizmi faaliyeti değildir. Bu organizasyon arkasında emperyalist emellerin, başta Yunan devleti olmak üzere devletlerin, istihbarat örgütlerinin, binlerce etki ajanının, devasa bütçelerin, yüzlerce sivil toplum kuruluşunun, geniş sosyal medya içeriklerinin olduğu bölücü yıkıcı Pontusculuk faaliyetidir.
Kamuoyuna saygıyla duyrulur.
İYİ Parti Trabzon İl Başkanı
Muhammet Erkan
Haber Editörü: Esin Çakır