Söz Hakkı Verir Haksızlık, Adaletsizlik.

TFF’yi Kim Denetleyecek?

Trabzon şehri ve Trabzonspor felsefesi hiçbir haksız kazancı, menfaati asla kabul etmez.

Edenler varsa da Trabzon tarihi kültüründen yararlanılmadığındandır.

Dürüstlük, mertlik, adalet damarındadır.

Düşenin, mağdurun elinden tutan, yardımına koşanlardandır.

Evine, hanesine düşen olursa yedirir, içirir gerekirse misafir de eder.

Lakin İkiyüzlü, riyakâr, saygısız, sevgisiz, hoşgörüsüz, vicdansız olanların cemin’de yerleri yoktur.

O nedenledir ki isyanı, haksızlığa adaletsizliğe boyun eğmediğindendir.

Sözün kısası;

2010-2011 sezonunda futbolda gün yüzüne çıkarılan organizasyon çeteleri Trabzonspor’un o yılki şampiyonluğunu engellemişlerdi.

Trabzonspor Kulübünün o günden bugüne süren mücadelesinde şampiyonluk kupası halen teslim edilmemiş olması çete uzantılarının varlığı halen işin başında olduğunun göstergesidir.

Hatırlanacağı üzere açılan davalar ve UEFA nezdinde yapılan başvurular sonucunda Trabzonspor haklı bulunmuş, Avrupa şampiyonlar ligine katılmıştı.

Ancak o yıldan beri Trabzonspor futbol takımının sportif yarışma mücadelesinde TFF başta olmak üzere her müsabakadaki pozisyonlara aykırı karar veren hakemlerin korunması, her ufak olaylarda cezalandırılması Trabzonspor müsabakalarını manipüle etmekte olduğu kuvvetlidir.

Dolayısıyla sonuçları Trabzonsporun ekonomik ve yarışma derecesi kaybına neden olmakta, psikolojik durum ve mağduriyetlere yol açmakta, açmaya devam etmektedir.

Bu mağduriyetlerin halen devam ediyor olması Trabzonspor taraftarının, ülkemiz futbolseverlerinin, Trabzonspor camiasının, futbol otoriterlerinin dikkatini çekmekte ve tepkilerin dozu yükselmektedir.

Tepki ve uyarılara rağmen hakemlerin Trabzonsporun maçlarında TFF futbol müsabaka talimatları ve futbol disiplin talimatları ve futbol oyun kurallarına uymayan posizyonlara göre farklı ve kasıtlı uygulamaları dikkat çekmekte, sonuçları itibari ile Trabzonspor başta olma üzere diğer bazı takımların hakları da gasp edilmektedir. Dolayısı ile futbol sahalarında hakem rezaletleri yaşanmaktadır.

Görülen o ki, aynı anlayıştaki uygulamalar inadına yürüyor, yürütülüyor.

Ya bazılarının beceri eksikliği hissi zannedilsin diye planlı uygulamalar yapılıyor,

Öngörmedikleri takımların başarılı grafikeri yaratılan haksızlıklarla başarısız konumuna düşürülüyor.

Futbolda adaletsizliğin itirafı niteliğinde uygulamaya konulan VAR/AVAR sisteminde de çetelerin mekanları daha da VAR’laşmış olduğu müsabakalardaki uygulamalarda ortaya çıkmıştır.

VAR’ın var olması için Federasyonun başına adalet dağıtacak bir yönetim, yönetimi gerektiğinde geri çağırma sisteminin uygulanır olması, bazı eski hakemlerin hakemliklerinin sona erdirilmesi, genç ve dinamik hakemlerin görevlendirilmesi, VAR’ın var olanı uygulayacak hakemlerin görevlendirilmesinde geçmektedir.

Dolayısı ile bir sportif yarışmanın başarısız kılınması, takımların mücadelesine, amaçlarının engellenmesine, futbolcuların kişisel başarısızlık hissine kapılmasına ve emeklerinin, hayallerinin boşa çıkarılmasına, dolayısıyla hayal kırıklığına ve umutsuzluklarına yol açmaktadır.

Kapitalist istemlerde toplumu oyalama vazifesi gören bugünkü endüstriyel futbolda yaşanan bu haksızlıkların ve ahlaksızlıkların, futbolu seveni de sevmeyeni de rahatsız eder hale gelmiştir.

Oysa istenilenin, mücadele neticesinde ALIN TERİNİN, EMEĞİN karşılığıdır sadece.

Devlet hakemliğinde işverenlerin emekçilere reva gördüğü 2024 liraya boğaz dokluğuna yaşama mücadelesi veren büyük emekçi kitlelerin futbol sevdası ile izledikleri takımının emeğinin gasp edilmesini çok iyi bildiklerindendir ki, buna isyan etmeleri haktır, haklarıdır.

Milyonlarca emekçi kitlesi endüstriyel futbol gerçeğinden habersiz küçücük ücretlerinden pay ayırarak bir damla mutluluk için,

Toplumun ortak refahına faydasına olmayan bir oyunun bireylerine ödenen milyon liraların, milyon euro’ların eşitsizliği, adaletsizliği, haksızlığı sorunun bu tarafına da kafa yormalılar sanırım.

Aldığı bu ücretinden ayırdığı payın için değil, yaratılan haksızlığın, adaletsizliğin, eşitsizliğin dayanılmazlığıdır.

Buna rağmen,  aidiyet duygusuyla, taparcasına kendilerini temsi eden takımlarına destek olmak için futbolun sevdası için statlara, televizyon ekranlarına kendilerini mahkûm kılıyorlar.

Haksız uygulamalara karşı yöneticilerin hakem adaletsizliklerini dile getirdiklerinde de ağır para cezalara ve hak mahrumiyetlerine çarptırılıyorlar.

Ayrıca ülkenin her köşesinde olduğu gibi bazı takımların, seyircilerinin militarist siyasi sloganlar ve uygulamalar hoşgörü ile karşılanırken,

Bazı yönetici ve futbolcuların, taraftarların internet, basın yoluyla maçlarda olan haksızlıklara ilişkin demokratik düşüncelerini yansıtmasına, haksızlığı dile getirmesine  “sportmenliğe aykırı” denilerek “hoşgörü” ilkeleri dışlanarak TFF’nin ve yetkili kurumlarının hışmına uğramaktadırlar.

Elektronik bilet (Paso lig) vasıtası ile seyirciler baskı altına alınarak susturulmak istenmekte, tepki verdiklerinde tribün yasağı, elektronik bilet cezası, kartlarının bloke edilmesi olmak üzere hukukun kabul etmediği aynı suçtan birden fazla cezalar uygulanmakta, yöneticiler                                                                                                         yüklü para cezalarına muhatap edilmektedirler.

Bu haliyle TFF, futbol takımlarına para cezası kesme kurumu gibi çalışır hale gelmiştir.

Tepkilere verilen ceza uygulamaları, adaletsiz uygulamaların suçunun itirafı niteliğindedir.

Oysa adaletli yönetilirse hangi takımın yöneticisi ve seyircisi tepki verir ki!

Ayrıca bu cezalar aynı zamanda yöneticilerin camialarına, futbolcuların kulüplerine karşı sorumluluğu nedeniyle savunma haklarının ihlalidir.

Cezalar Anayasa hükümlerinden de bağımsız değildir, olamaz da.

Bu haksızlık ve adaletsizlik takım yöneticilerinin ve taraftarların psikolojisini bozmak, yarışma anlamsızlığı ve umutsuzluğu yaratmak, gönül veren kitleleri de futboldan soğutmak değil midir?

TTF’nin, futbolun sportif anlamda gelişmesi ve başarıya ulaştırılması yerine, ülkede yaşanan adaletsizliklerin müsabakalara da yansıtılması spor ahlakıyla, sportmenlikle bağdaşmamaktadır.

Ne sporcularda, ne futbol takımlarında ne futbol camiaları içinde demokrasi ve hoşgörü havası yok edilmiştir. 

TFF, kendilerini seçen kulüplerin haklarını ve çıkarlarını korumak, futbolu geliştirmek, sporun centilmenlik ve spor ahlakı içerisinde sürmesini sağlamak yerine,  kulüpleri ekonomik zarara da uğratmaktadır.

TTF’yi oluşturan kulüpler birliğinin, müsabakalarda yaşanan haksız ve adaletsiz uygulamalarıyla kulüplerin birliğinin değil, birilerinin birliğinin temsil edildiğinin göstergesidir.

Görülen o ki, endüstriyel futbol amatör futbol ruhunu öldürmüş, esas amaç olan dostluk, kardeşlik ve hoşgörü göz ardı edilmiş, ticari faaliyete ve avanta işlere dönüşmüştür.

Milyarlarca lira ekonominin, onlarca sporcunun, milyonlarca taraftarın sorumluluğunu arkasında taşıyan yönetimin sorumluluğu ve söz hakkı görmemezlikten gelinmiştir.

İstiyorlar ki Kimse konuşmasın, ses çıkarmasın, sektörün kaynağını, kaymağını ağalar yesin.

Kapitalist sistemde milyonların yağdığı endüstriyel futbolda adalet güneşi hep ağaların üstüne doğsun istiyorlar.

Elbette Bu sistemde mazlumların, güçsüzlerin üstüne doğmayacaktır.

Güneş hep, sevk ve idare eden organizasyonların üstüne doğacak şekilde ayarlanmaktadır. 

Maddi çıkar, sportif başarı ve emeğin ötesine geçmiştir.

Böyle istenmektedir çünkü!

En güçlüler kazanacak.

Sadece para, sadece parayı kimlerin paylaşacağı sistem üzerine kurulmuştur.

Okunmuştur Amatör futbolun ruhuna Fatiha.

Futbol Endüstriyel,                  

Ülke şirket gibi yönetiliyorsa,

 Çöküştür.

Hak edenin kazanması için sporu, spordan gelenler, sporu anlayanlar yönetmelidir.

Sporda hakkın aranma yolunun açılması sendikalaşmadır.

Spor kurumlarının, sporcu haklarının korunması adaletin sağlanması “Spor Mahkemeleri”nin kurulmasından ve “Bağımsız yargı”nın tesis edilmesinden geçmektedir.

“Bir ağaç kökünü unutursa dallarını yaşatamaz.”

Futbolun ahlakı ve adaleti unutulursa,

Sportif başarı yok olur.

Maddi çıkar revaçta yol alır.

Güçlüler kazanır.

Güçsüz spor kurumları çöker.

O halde “Canı cehenneme Endüstriyel Futbol”un.

Ahlak ve hoşgörü ruhundadır Amatör futbol’un

&

Konuk Yazar: Enver BULUT

670x136-022.jpgitaly-017.jpg

 

Editör: TE Bilisim