TUVALET KAĞIDINDA KAN MI VAR...

YA DA MAKATTAN KANAMA MI OLUYOR?

EYVAH KANSERMİYİM???

NEDENLERİ NE OLABİLİR???

Tuvalet öncesi, sırası ve sonrasında damlama yoluyla, abondan bol miktarda kanama veya tuvalet kağıdına kan bulaşması durumu NORMAL DEĞİLDİR ve MUTLAKA ARAŞTIRILMALIDIR.

Açıkça söylemek gerekirse, zaman zaman çoğu insanda gözlenebilen bu durumun en sık nedeni makat çıkımı çevresinde küçük bir çatlak ya da damar olmaktadır. Bununla beraber, çok ciddi bir klinik durum olan KOLOREKTAL KANSER yani MAKAT VEYA BAĞIRSAKSAK KANSERİ de olabilmektedir. Aksi ispat edilinceye kadar araştırmak bu yüzden çok önemlidir.

Bu durum genelde tuvalet kağıdında veya çamaşırda veya tuvalet bitimine doğru damlama tarzında veya bol miktarda birden kanama şeklinde olacağı için kolaylıkla farkedilmektedir. Aslında vücudumuz çoğu zaman alarm semptomları göstererek bizlere kendi diliyle birşeyler anlatmak istercesine seslenmektedir. Bu; zaman zaman ağrı, bazen kanama bazen de tıkanma şeklinde olabilmektedir. Kanama bu yüzden de çok önemlidir. Ters giden durumun  ne olduğu mutlak ARAŞTIRILMALIDIR.

KANAMANIN EN SIK NEDENLERİ:

  • Makatta çatlak
  • Basur (hemoroid)
  • Gastroenterit-enfeksiyöz kolit
  • Yangısal barsak hastalıkları
  • Divertiküller (barsak duvarında balonlaşma)
  • Barsak Polipleri
  • Kolit tipleri
  • Fistüller
  • Cinsel yolla bulaşan hastalıklara bağlı
  • Barsağın damarsal bozuklukları (anjiodisplazi)
  • İskemik kolit
  • Radyasyona bağlı kolitler
  • Aspirin, kan sulandırıcı ilaç ve ağrı kesici ilaçlara bağlı olan kanamalar

KANSER

  1. Ülkemizde tam verilerde tartışmalar olduğundan İngiltere verisini kullanmak gerekirse; her yıl 40.000’e yakın barsak kanseri tanısı konmaktadır. Aynı peryotta 16.000 kişi de bu hastalık ve ilişkili durumlar nedeniyle hayatını kaybetmektedir. En önemli 4. Kanser tipidir.
  2. Bu kanserlerin 2/3’ü kolonda iken, 1/3’ü ise makat çıkımının üzerinde olan yaklaşık 15 cm’ lik REKTUM denilen bölgede olmaktadır.
  3. Erken teşhis edilirlerse %90’dan fazlası başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedirler.
  4. En önemli bulgular;
  • Makattan kanama
  • Barsak alışkanlıklarında değişiklikler (sık sık tuvaleti varmış hissi olmasına rağmen gittiğinde tuvaletini yapamama)
  • Ciddi durumlarda karın ağrısı
  • Karında şişlik
  • Kilo kaybı
  • Halsizlik
  • Yorgunluk

ÖNERİLER:

Ortalama Riskli Kişilerde; Hem erkekler hem de kadınlar için ortalama riskli kişilerde kontrollere başlama yaşı 50’ dir. Bu amaçla aşağıdaki testlerden biri veya birkaçı hastalara önerilmektedir;

  • Gaytada gizli kan her yıl veya
  • Fleksible sigmoidoskopi her yıl 5 yılda bir veya
  • Kolonoskopi her 10 yılda bir veya
  • Double-contrast baryum enema her 5 yılda bir veya
  • CT kolonoskopi (virtual colonoscopy) her 5 yılda bir yapılması gerekmektedir.

Artmış Riskli Kişilerde; Bu kişilerde tarama programları yüksek risk nedeniyle daha erken yaşlarda, daha sık ve/veya daha duyarlı testlerle (örneğin kolonoskopi ile) planlanmalıdır.

  • Ailesinde birinci dereceden akrabasında (anne-baba,kardeş,veya çocuğunda) 60 yaşından önce barsak kanseri veya polibi öyküsü olanlarda  veya 2 tane birinci derece akrabasında herhangi bir yaşta barsak kanseri veya polibi öyküsü olanlarda tipik olarak 40 yaşında veya ailesinde kanser tespit edilen yaşın 10 yıl öncesinden tarama kolonoskopisi yapılmalı ve her 5 yılda bir tekrar edilmelidir.
  • Ailesinde birinci dereceden akrabasında (anne-baba,kardeş,veya çocuğunda) 60 yaşında veya sonrasında barsak kanseri veya polibi olanlarda  veya 2 veya daha fazla ikinci derece akrabasında (dede,anneanne-babaanne, hala, amca, dayı) kolorektal kanser öyküsü olan kişilerde kolonoskopi ile taramaya başlama yaşı 50’dir ve temiz gelen kişilerde tarama ortalama riskli insanlardaki gibi devam etmelidir
  • İkinci derece akrabalarında (dede, nine, hala, amca, dayı) veya 3.derece (büyük büyük baba-nine, kuzen) akrabalarında kolorektal kanser öyküsü olanlarda ortalama riskli kişiler gibi takip programı uygulanmalıdır.
  • Ailevi adenomatöz polipozis (FAP) veya herediter non-polipozis kolorektal kanser (HNPCC) gibi çok nadir görülen ancak genetik tabanlı kolon kanseri sendromlarında çok daha agresif tarama ve önleyici tedaviler uygulanmalıdır.
  • Ülseratif kolit veya Crohn’s hastalığında kolorektal kansere artmış risk söz konusudur. Buradaki tarama ise kaç yıldır hasta olunduğuna ve kolonun nekadarlık kısmının etkilenmiş olduğuna göre değişiklik göstermektedir.

ÖZETLE:

Vücudun tüm sinyallerini ciddiye almalı, düzenli aralıklarla kontrolleri yaptırmalı, risk durumunuzu bu konuda deneyimli bir hekime giderek öğrenmeli ve şikayetiniz olsun olmasın 50 yaşından sonar mutlaka KOLONOSKOPİ yaptırmalısınız.

SAYGILARIMLA…

Doç.Dr.Can KEÇE

Genel Cerrahi-Gastroenteroloji Cerrahisi ve Cerrahi Onkoloji Uzmanı

4365f-007.jpg

 

 

 

Editör: TE Bilisim