Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın: Kasım Ayında Açıklanacak
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın Emeklilikte Yaşa Takılanlarla İlgili Açıklama Yaptı. Kalın Konunun Bugün Gündeme Gelmediğini Söyledi.
Karma Eğitim Kalkıyor İddiasıyla İlgili De Açıklama Yapan İbrahim Kalın, "Karma Eğitim Olduğu Haliyle Devam Ediyor. Bunun Yanında Karma Olmayan Eğitim De Verilebilir" İfadelerini Kullandı.
Öte Yandan Kalın, Kasım Ayında İkinci 100 Günlük İcraat Programının Da Açıklanacağını Duyurdu.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "İdlib'e Yönelik Bir Saldırı Her Şeyden Önce Şu Ana Kadar Devam Eden Siyasi Süreçleri Dinamitleyecektir, Ciddi Bir Güven Bunalımına Yol Açacaktır." Dedi. Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Başkanlığında Yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı Devam Ederken Açıklamalarda Bulundu, Gazetecilerin Sorularını Yanıtladı.
Toplantıda 100 Günlük İcraat Programının Genel Hatlarıyla Ele Alındığını Belirten Kalın, "Kasım Ayı İçerisinde De İkinci Yüz Günlük İcraat Programı Açıklanacak, Bununla İlgili Hazırlıklarımız Da Devam Ediyor." Diye Konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Bizzat Projeleri Takip Ettiğini Vurgulayan Kalın, Bunların Zamanlı Bir Şekilde Ve Verimli Bir Biçimde Hayata Geçirilmesinin Öncelikleri Arasında Yer Aldığını Bildirdi. Ekonomiyle İlgili De Hazine Ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın Bir Sunumu Olduğunu Aktaran Kalın, "Özellikle Türkiye'deki Pozitif Yatırım Ortamının Devam Ettiğini Tekrar İfade Etmek İstiyorum. Türk Ekonomisi Özellikle Uluslararası Yatırımcılara Güven Veren Bir Ekonomi Olmaya Devam Etmektedir." Dedi.
İkinci Çeyrek Büyümenin 5,2 Oranında Gerçekleştiğini Ve Bunun Türk Ekonomisinin Bütün Bu Zorluklara, Farklı Yerlerden Gelen Olumsuz Etkilere Rağmen Büyümeye, Üretmeye Devam Ettiğini Gösterdiğine İşaret Eden Kalın, "Önümüzdeki Günlerde De Cumhurbaşkanımız Başta Olmak Üzere Bütün Ekonomi Yönetimimizin Bu Konuyla İlgili Alacağı Tedbirler, Görüşmeler, Temaslar Da Devam Edecek." İfadesini Kullandı. Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Dolayısıyla Amerika'ya Ziyaret Yapacağını Anımsatarak, "Orada Da Öncesinde Ve Güvenlik Kurulu Esnasında Da Yatırımcılarla Birtakım Görüşmeleri Olacak. Bakanlarımızın Hakeza Yatırımcılarla, Uluslararası Şirketlerle, CEO'larla Görüşmeleri De Devam Edecek. Yani Ana Hatlarıyla Türk Ekonomisiyle İlgili Bir Panik Havasının Olmadığını Burada Özellikle Tekrar İfade Etmek İstiyorum. Bu Türbülans Gibi Görünen Dönemin De Kısa Sürede Aşılacağından Biz Eminiz." Diye Konuştu.
Yeni Eğitim Yılının Başlayacağını Ve Bu Çerçevede Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un Bir Sunumu Olduğunu Belirten Kalın, Özellikle Yeni Dönemle İlgili Alınan Tedbirlerin Takdim Edildiğini Bildirdi.
Alınan Tedbirlere İlişkin De Bilgi Veren Kalın, Şöyle Devam Etti: "Öncelikle Güvenlik Noktasında Bütün Öğrencilerimizin Güvenli Ve Huzur İçerisinde Yeni Öğretim Yılına Başlaması İçin Milli Eğitim Bakanlığı İle İçişleri Bakanlığımız Arasında Bir Çalışma Yapıldı. Güvenlik Görevlilerinin Görevlendirilmesi Noktasında Gerekli Bütün Tedbirler Alındı. Pazartesiden İtibaren Bu Uygulamaları Da Hep Birlikte Göreceğiz. Yani Özelikle Velilerin, Alilerin Bu Konuda Müsterih Olmalarını Söyleyebiliriz. İki Bakanlığımızın Bu Konudaki Çalışması İnşallah Somut Olarak Sahada Da Görülecek."
Milli Eğitim Bakanlığı İle Aile, Çalışma Ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Arasında 60 Bin Temizlik, 20 Bin De Sivil Güvenlik Görevlisinin Görevlendirilmesiyle İlgili Bir Çalışma Başlatıldığına Değinen Kalın, "Bunlar Özellikle Güvenliğin Yanı Sıra Okullarımızın, Çevresinin Ve Bahçelerinin Temizliği Konusunda Önemli Bir İhtiyaçtı. Bu Vesileyle Bu Çalışma Da Şu Anda Tamamlanma Aşamasına Girmiş Durumda." İfadesini Kullandı.
Kalın, İki Bakanlığın 60 Bin Temizlik, 20 Bin De Sivil Güvenlik Görevlisinin Görevlendirilmesi Konusunda Mutabakata Vardığını Belirtti. Kalın, "Yeni Öğretim Yılına Başlayacak Bütün Öğrencilerimize Hayırlı, Bereketli, Feyizli Bir Öğretim Yılı Temenni Ediyorum. Aynı Şekilde Öğretmenlerimize, İdarecilerimize, Bütün Yöneticilerimize De Gençlerimizin Ufkunu Daha Da Açacak Onları Parlak Bir Geleceğe Hazırlayacak Bir Öğretim Yılı Olmasını Temenni Ediyorum." Dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Geçen Hafta Astana Üçlü Zirvesinin Üçüncü Toplantısını Gerçekleştirmek Üzere Tahran'da Olduğunu Anımsatan Kalın, Şu Değerlendirmelerde Bulundu:
"Orada Yapılan Görüşmeleri Ve Müzakereleri Canlı Yayından Hepiniz De İzlediniz. Açıkçası Bizim De Beklemediğimiz Bir Biçimde Müzakere Kısmı Canlı Yayınlandı. Aslında Bu Da Bir Hayra Vesile Olduğu. Bunu Neden Söylüyorum? Özellikle Cumhurbaşkanımızın İnsani Duyarlılık Noktasında Ve İdlib'e Yönelik Muhtemel Bir Saldırının Önlenmesi İçin Nasıl Bir Gayret Ve Mücadele İçerisinde Olduğunu Bütün Dünya Da Görmüş Oldu."
Tahran Zirvesinden Sonra Bile İdlib'in Güney Uçlarından İtibaren Birtakım Saldırıların Hala Devam Etmekte Olduğuna Dikkati Çeken Kalın, "Yani Bu Süreç İçerisinde Biz Hem Tahran'daki Zirvede Muhataplarımıza Yani Rusya Federasyonu Ve İran'a Hem De Dünya Kamuoyuna Cumhurbaşkanımızın Çok Açık, Net Çağrıları Oldu. Yani Bu İdlib'e Yönelik Bir Saldırının Sadece Bir İnsani Bir Felaketle Sonuçlanmayacağını, Bunun Çok Ciddi Siyasi, Diplomatik Sonuçları Olacağını Da İfade Ettik, Etmeye De Devam Ediyoruz." Dedi.
"DÜNYA KAMUOYUNUN ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMASI GEREKİYOR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Bugün Bir Amerikan Gazetesinde Yayınlanan Yazısında Da İfade Ettiği Gibi Bu Konuda Sadece Türkiye'nin Çaba Göstermesinin Asla Yeterli Olmayacağını Vurgulayan Kalın, Şu Görüşlere Yer Verdi:
"Dünya Kamuoyunun Da Burada Elini Taşın Altına Koyması Gerekiyor Ama Bunu Hakikaten Samimiyetle Ve Ciddiyetle Yapması Gerekiyor. İdlib'e Yönelik Bir Saldırı Her Şeyden Önce Şu Ana Kadar Devam Eden Siyasi Süreçleri Dinamitleyecektir, Ciddi Bir Güven Bunalımına Yol Açacaktır. Yüz Binlerce İnsanın Türkiye'ye Doğru Tekrar Hareket Etmesine, Göç Etmesine Sebep Olacaktır.
Zaten Milyonlarca Mülteciyi Türkiye'de Barındırdığımız Bir Dönemde Yeni Bir Göç Dalgasının On Binler, Yüz Binleri Kapsayacak Bir Göç Dalgasının Türkiye'ye Dönük Gerçekleşmesi Başka Komplikasyonları Ortaya Çıkaracaktır. Bunun Etkileri Sadece Türkiye İle De Sınırlı Kalmayacaktır, Buradan Avrupa'ya, Başka Ülkelere De Sıçrayacaktır. Dolayısıyla Burada Bizim Çağrımız Bütün Dünya Kamuoyunun, Batılı Ülkelerin, Amerika Birleşik Devletleri'nin, Bölge Ülkelerinin Bu Konuda Eş Güdüm Ve Koordinasyon İçerisinde Hareket Ederek İdlib'e Yönelik Muhtemel Bir Saldırıyı Durdurmasıdır." Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Da Tahran'daki Zirvede Dile Getirdiği Bir Konunun Altını Çizmek İstediğini Belirten Kalın, Şunları İfade Etti:
"Zaman Zaman Batılı Ülkelerin 'Esed Rejimi İdlib'de Kimyasal Silah Kullanırsa Müdahalede Bulunuruz' Açıklamalarının Son Derece Yetersiz Ve Tutarsız Olduğunu İfade Etmeliyiz. Çünkü Şu Ana Kadar Suriye Savaşında Öldürülen Yüz Binlerce İnsanın Yüzde 99'undan Fazlası Konvansiyonel Silahlarla Öldürüldü. 'Kimyasal Silahlar Kullanılırsa Müdahale Ederiz Ama Konvansiyonel Silahlarla Saldırmaya Devam Ederse Hiçbir Şey Yapmayız' Anlamına Gelen Bu Açıklamaların Suriye Bağlamında Oyun Değiştirici Bir Unsur Olmayacağı, Caydırıcı Bir Nitelik Arz Etmeyeceği Çok Açık Net Olsa Gerektir.
Ayrıca 'Kimyasal Silah Kullanılırsa Müdahale Ederiz' Demek Konvansiyonel Silahlarla Saldırmaya Ve Şu Andaki Katliamları Yapmaya Devam Edebilirsiniz Demektir. Bunun Hiçbir İler Tutar Tarafı Olmadığını İfade Etmeliyiz. Burada Kimyasal Ya Da Konvansiyonel Bütün Silahlarla Ölümlerin Tamamen Durdurulmasına Yönelik Bir Çağrının Yapılması, Ciddi Bir Diplomatik Çalışmasının Yapılması, Esed Rejimine Ve Onun Destekçilerine Yönelik Birtakım Başka Girişimlerin Devreye Sokulması Gerekiyor." Kalın, Süreç İçerisinde İnsani Duyarlılık Gösteren Tarafın Türkiye Olduğu Açık Ve Net Bir Şekilde Ortada Olduğuna Bildirdi.
Sözcü Kalın, Şunları Kaydetti:
"Ama Biz Duruşumu Sergiledik Yapacağımızı Yaptık Artık Gerisine Karışmıyoruz Diyecek Durumda Da Değiliz. Ortada İnsani Siyasi Bir Kriz Var, Bu Büyüyerek Herkesi İçine Çekecektir. Dolayısıyla Burada Bizim Beklentimiz Bütün Tarafların, Bütün Paydaşların Mutlaka Bu Süreç İçerisinde Önümüzdeki Günlerde Yapıcı Katkılar Sunacak Şekilde Bir Tutum İçine Girmeleri Ve İdlib'e Yönelik Bütün Bu Mahsurları Ortadan Kaldıracak Bir Siyasi Çözüm Üzerinde Mutabık Kalmalarıdır. Biz Türkiye Olarak Bu Konudaki Çalışmalarımıza Devam Edeceğiz Ama Bunu Sadece Türkiye'nin Omuzlarına Bırakmak Bu Yükü Ne Adildir Ne De İnsaflı Bir Yaklaşımdır. Dolayısıyla Burada Önümüzdeki Günlerde Müttefiklerimizden De Ciddi Katkılar Beklediğimizi Özellikle İfade Etmek İstiyorum Ki Sayın Cumhurbaşkanımız Da Bu Konuları Önümüzdeki Günlerde Yapacağı Temaslarda Ayrıca Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulunda Hem Yapacağı Konuşmada Hem De Temaslarında Dile Getirecek."
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Filistin Halkının Bir Bütün Olarak İradesini Dikkate Almayan Hiçbir Çözümün Çözüm Olmayacağını Herkesin Bilmesi Gerekiyor." Dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler (BM) Ziyaretinin Hemen Ardından 28-29 Eylül'de New York'tan Berlin'e Geçeceğini, Almanya'ya 2 Günlük Bir Devlet Ziyaretinde Bulunacağını Bildiren Kalın, Türkiye'nin Almanya'yla Kökü Ve Kapsamlı İlişkileri Olduğunu Söyledi.
İnsani, Ticari, Siyasi, Diplomatik, Kültürel Ve Diğer Alanlarda Türkiye'nin Avrupa'daki Önemli Ortaklarından Olan Almanya İle Ciddi Ekonomik İlişkileri Olduğuna Da Değinen Kalın, 7 Binin Üzerinde Alman Şirketinin Türkiye'de İş Yaptığını, 2,5-3 Milyona Yakın Türk'ün De Almanya'da Yaşadığını Anımsattı.
Almanya'nın Avrupa'nın En Önde Gelen Lider Ülkelerinden Birisi Olduğunu Da Belirten Kalın, "Dolayısıyla Bu Ziyareti Biz Son Derece Önemsiyoruz Ve Bu Ziyarete Son Derece Pozitif Bir Gündemle Gideceğiz. Aynı Şekilde Alman Mevkidaşlarımızın Da Bu Ziyaret İçin Çok Kapsamlı İçerikli Bir Hazırlık Yaptıklarını Da Biliyoruz. Bunlarla İlgili Ön Görüşmelerimizi De Geçtiğimiz Hafta Zaten Yaptık. Bunun Da İki Ülke İlişkilerine O Bağlamda Da Türkiye İle Avrupa İlişkilerine Olumlu Katkı Sağlayacağını Ümit Ediyoruz." Diye Konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Cumartesi Günü Azerbaycan'ın Kurtuluşunun 100'üncü Yılı Dolayısıyla Azerbaycan'a Gideceği Bilgisini Veren Kalın, "Sayın Cumhurbaşkanımız Da Programlara Katılmak Suretiyle Orada Bir Konuşma Yapacak Ve Bugün De Azerbaycanlı Kardeşlerimizin Yanlarında Olduğumuzu Bir Kez Daha Bu Vesileyle İfade Edeceğiz." Dedi.
"FKÖ, FİLİSTİN HALKININ ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNİN ÖNEMLİ KURUMLARINDAN BİRİDİR"
Dış Politikayla İlgili Bir Diğer Önemli Konunun Da Filistin Meselesi Olduğuna İşaret Eden Kalın, "Bir Müddettir Müzakerelerin Durduğu, Filistin Halkının Daha Fazla Baskılara, Ayrımcılığa Ve İzolasyona Maruz Bırakıldığı Bir Dönemden Geçiyoruz." Diye Konuştu.
Başkan Erdoğan'ın İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dönem Başkanı Sıfatıyla Gerek İİT Zirvelerinde Gerek Kudüs Meselesinde Gerekse İkili Ve Bölgesel Platformlarda Bu Konuyu Sürekli Gündeme Getirdiğine Dikkati Çeken Kalın, Şöyle Devam Etti:
"Son Gelişmeler Bağlamında Özellikle ABD'nin Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) Ofisini Kapatma Yoluna Gitmesi Trump Yönetiminin Filistin Meselesinde Tarafgir Bir Tutum İçinde Olduğunu Bir Kez Daha Teyit Etmiş Oluyor. Bu Genel Olarak Amerikan Yönetiminin Filistin Meselesine, Ortadoğu Barış Sürecine Nasıl Baktığıyla İlgili Son Derece Kaygı Verici, Endişe Verici Bir Tutum İçerisinde Olduğunu Göstermektedir. Filistin Kurtuluş Örgütü, Filistin Halkının Özgürlük Mücadelesinin Önemli Kurumlarından Biridir, Siyasi Meşruiyeti Vardır. Bunun Ofisinin Kapatılması, Görevlilerinin Ülke Dışına Çıkartılması Veya Gönderilmesi, 'Gidin' Denilmesi Açıkçası Burada Amerika'nın İddia Ettiği Gibi Tarafsız Bir Arabulucu Olma Vasfını Yitirdiğini Göstermektedir. Bu Bağlamda BM Mülteciler Komiserliği Olarak Bildiğimiz UNRWA'nın ABD Tarafından Verilen Bütçe Payının Kesilmesi Bir Başka Endişe Kaynağıdır."
"FİLİSTİNLİLERİ CEZALANDIRICASINA BU TÜR KARARLARIN ALINMASINI ASLA KABUL ETMİYORUZ"
UNRWA'nın Hizmetlerinden Yarım Milyondan Fazla Filistinlinin İstifade Ettiğini Belirten Kalın, Bu Hizmetlerin De Çok Büyük Bir Bölümünün Aslında Eğitim, Sağlık Gibi Temel İhtiyaçlarla İlgili Olduğunu, Siyasi Bir Tarafı Bulunmadığını Vurguladı.
Bu Programdan Gençlerin, Çocukların, Yaşlıların Faydalandığını Anlatan Kalın, Şöyle Konuştu:
"Adeta Filistinlileri Cezalandırırcasına Bu Tür Kararların Alınmasını Da Biz Asla Kabul Etmiyoruz, Bunları Kınıyoruz. Bunları Filistin Halkına Yönelik Bir Haksızlık Ve Hakaret Olarak Değerlendiriyoruz. Ama Biz Tabii Ki Çaresiz Değiliz, Elimiz Kolumuz Bağlı Oturup, Bu Süreci İzlemeyeceğiz. Cumhurbaşkanımız İİT Dönem Başkanı Olarak, Bununla İlgili Bir Kampanya Zaten Başlatmıştı. Yine Hem İİT Üyesi Ülkelerle Hem Diğer Dünya Ülke Liderleriyle De Bu Konuda Görüşmelerini Devam Ettirecek, Avrupa Birliği Başta Olmak Üzere, ABD'nin Kestiği Fonların Telafi Edilmesi, O Katkı Payının Başka Kaynaklardan Sağlanması Konusunda Da Bir Dizi Girişim Oldu, Biliyorsunuz. Biz Türkiye Olarak Da Bu Sürecin İçinde Olmaya Devam Edeceğiz."
Kalın, Türkiye'nin UNRWA'nın Danışma Kurulu Dönem Başkanlığı Görevini Yürüttüğünü De Hatırlatarak "Biz Burada Filistin Halkının Meşru Davasında Yanlarında Olmaya Devam Edeceğiz. Fakat Özellikle İki Devletli Çözümün Hayata Geçirilmesi, Kudüs'ün Statüsünün Korunması Ve Filistinli Mültecilerin Ülkelerine Dönme Haklarının Kendilerine Verilmesi Noktasında Biz Girişimlerimizi Devam Ettireceğiz. Filistin Halkının Bir Bütün Olarak İradesini Dikkate Almayan Hiçbir Çözümün Çözüm Olmayacağını Herkesin Bilmesi Gerekiyor. Zaten İşgal Altında Yaşayan Filistin Halkının Şu Veya Bu Gerekçeyle Tekrar Bir Yalnızlığa, İzolasyona, Ambargolara Maruz Kalması Asla Ve Asla Kabul Edilemez. Yani Öz Yurdunda Adeta Bir Parya Haline Getirilmesi Filistin Halkının, Bütün İnsanlığın Vicdanını Sızlatmalıdır." Değerlendirmesinde Bulundu.
"TERÖRLE MÜCADELE SADECE TERÖRİSTLE MÜCADELEDEN İBARET DEĞİL"
Kalın, Kabine Toplantısında Terörle Mücadele Konusunda İçişleri, Milli Savunma Bakanlıkları Ve Milli İstihbarat Teşkilatının Da Birer Sunumları Olduğunu Belirterek Terörle Mücadelenin Son Dönemde Son Derece Olumlu Neticeler Verdiğini İfade Etti.
Özellikle Son Yıllarda Terör Örgütüne Katılım Noktasında Çok Ciddi Düşüşlerin Olduğunun Altını Çizen Kalın, Terör Örgütü Mensuplarının Hem Türkiye Topraklarında Hem De Sınır Ötesinde Etkisiz Hale Getirildiğini Ve Bu Başarı Oranının Her Gün Biraz Daha Artığını Memnuniyetle Görüldüklerini Söyledi.
Bunun, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Tarif Ettiği "Tehdidi Ve Terörü Doğduğu Yerde Ortadan Kaldırma" Stratejisinin Bir Tatbiki Olduğuna Vurgu Yapan Kalın, "İlgili Kurumlarımız İçişleri Bakanlığımız, Milli Savunma Bakanlığımız, Silahlı Kuvvetler Ve Milli İstihbarat Teşkilatımız Da Son Derece İyi Bir Eşgüdüm Ve Koordinasyon Halinde, İş Birliği İçerisinde Bu Stratejiyi Hayata Geçiriyorlar." İfadelerini Kullandı.
"Terörle Mücadele Sadece Teröristle Mücadeleden İbaret Değil." Diyen Kalın, Güvenlik Bahsi Söz Konusu Olduğunda Başka Başlıkların Da Bulunduğunu Belirterek Uyuşturucuyla, Organize Suçlarla, Düzensiz Göçle Mücadele Ve Benzeri Konularda Da İlgili Kurumların Çalışmalarını Yoğun Şekilde Sürdürdüğünü Anlattı.
"BİR TALEP OLURSA BU GÖRÜŞME GERÇEKLEŞEBİLİR"
Kalın, Gazetecilerin Gündeme İlişkin Sorularını Da Yanıtladı.
Bir Gazetecinin, AK Parti Ve MHP Arasında Yerel Seçimlerde İttifak Olup Olmayacağı Ve İki Liderin Bu Konuda Birbirleriyle Görüşüp Görüşmeyeceğine İlişkin Sorusu Üzerine Kalın, Bu Konuda AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in Dün Bir Açıklama Yaptığını Hatırlattı. Bu Çerçevede Bir Değerlendirmede Bulunacağını İfade Eden Kalın, Şunları Kaydetti:
"Cumhur İttifakı'nın Genel Ruhunun Muhafaza Edilmesi, Hem Yerel Seçimlere Giderken Yaşayacağımız, Şu Önümüzdeki Günlerde Hem De Sonrasında Önemsediğimiz Bir Yaklaşımdır. Bunun Muhafaza Edilmesi Genel Olarak Kabul Edilen Tutumdur, Yaklaşımdır. Spesifik Olarak, Daha Detaylı Olarak Yerel Seçimlerde Bu İttifak Nasıl Uygulanır? Onun Detaylarının Çalışılması Gerekiyor. Bunu Liderlerimiz Oturacaklar, Görüşecekler. Ondan Önce İlgili Arkadaşlarımız Komisyonlarda İki Parti Arasında Bu Konuları Görüşecekler, Olgunlaştıktan Sonra Da Liderlere Arz Edecekler. Onunla İlgili Çalışmalar Henüz Başlamış Değil Ama Önümüzdeki Günlerde Başlayabilir.
Bu Çerçevede De Bugün Yarın İtibarıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın Sayın Bahçeli'ye Bir Daveti Söz Konusu Olmadı. Sayın Bahçeli'nin De Böyle Bir Görüşme Talebi Şu An İtibarıyla Söz Konusu Değil. Ama Zaman Zaman Bildiğiniz Gibi Görüşmeleri Oluyor, Bunun Önünde Engel Bir Durum Söz Konusu Değil. Önümüzdeki Günlerde Belki Böyle Bir Talep Söz Konusu Olursa Bu Görüşme Gerçekleşebilir."
Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 14 Eylül'de İstanbul'daki Zirvede Yeni Çağrıları, Önerileri Olup Olmayacağına İlişkin Soru Üzerine, 14'ündeki Toplantının Türkiye'nin Ev Sahipliğinde Yapılacağını Hatırlattı.Burada Türkiye, Rusya, Almanya Ve Fransa Liderlerinin Katılacağı Zirvenin Ön Hazırlık Toplantısının Siyasi Danışmanlar Düzeyinde Yapılacağına İşaret Eden Kalın, "Bu Toplantıda Biz Liderlerin Zirvede Ele Alacakları Gündemi Çalışacağız. Şu An İtibarıyla Her Şey Taslak Halinde Tabii Ki. Orada Bir Mutabakata Vardıktan Sonra Bunlar Liderlerimize Arz Edilecek, Ondan Sonra Nihai Onay Alındıktan Sonra Da Bir Takvim Üzerinde De Tabii Ki Çalışacağız." Diye Konuştu.
"TÜRKİYE OLARAK BİZ ELİMİZDEN GELENİ YAPTIK, YAPMAYA DA DEVAM EDECEĞİZ"
Henüz Toplantı Yapılmadığı İçin Takvime İlişkin Net Bir Şey Söyleyemeyeceğini İfade Eden Kalın, Sözlerini Şöyle Sürdürdü:
"Cuma Günü Mevkidaşlarımızla Oturup, Konuşacağız. Orada Bir Takvim De Belirlemeye Çalışacağız Ana Hatlarıyla. Amaç Tabii Ki Suriye Başta Olmak Üzere Bölgesel Konuları Eşgüdüm İçerisinde Ele Almak. Bu Mekanizmanın Faydalı Olacağını Düşünüyoruz. Zira Bu Ülkeler Hem Bölge Hem Ortadoğu Konuları, Güvenlik, Terörle Mücadele, Suriye Ve Diğer Konularda Zaten İkili, Üçlü, Dörtlü Formatlarda Sürekli Temas Halinde Olan Ülkeler. Bunun Somut Neticeler Çıkartacağına İnanıyoruz. Aslında İdlib'de Yaşanan Sıcak Gelişmeleri De Dikkate Aldığınızda Belki Bu Toplantının Ve Zirvenin Önemi Biraz Daha Artmış Olacak. Çünkü Bu Meselenin Bütün Yükünü, Ağırlığını Türkiye'nin Omuzlarına Bırakıp Kenara Çekilmek Adil Bir Tutum Olmaz, Çözüm De Üretmez. Türkiye Olarak Biz Elimizden Geleni Yaptık, Yapmaya Da Devam Edeceğiz. Bu İnsani Duyarlılık Noktasında Cumhurbaşkanımızın Tavrı Zaten Net, Bunu Her Platformda İfade Ediyor, Etmeye De Devam Edecek Ama Meseleyi Daha Fazla Büyütmeden Nasıl Çözebiliriz Diye Baktığımızda Bütün Paydaşların Bu Sürecin İçinde Yer Alması Gerekiyor. Bu Toplantı Da Buna Katkı Sağlayacak Toplantılarda N Birisi Olacak."
Kalın, Bu Dörtlü Zirveden Önce Başkan Erdoğan'ın New York'ta Da Dünya Liderleriyle Görüşmeleri Olacağını Vurgulayarak Bu Konuyu Orada Da Gündeme Getireceğini İfade Etti.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Karma Eğitim Sisteminin Devam Ettiğini Belirterek, "Bunun Yanında Karma Olmayan Eğitim De Verilebilir. Bu Tamamen Gönüllük Esasına Bağlı Olarak Hem Eğitim Veren Kurum Açısından Böyledir Hem De Oraya Çocuklarını Gönderecek Aileler Açısından, Çocuklar Açısından... Dolayısıyla Burada Opsiyonları Çoğaltmak Suretiyle Bir Demokratik Görev Yerine Getirilmiş Oluyor." Dedi.
İdlib'den Yaşanabilecek Bir Göç Dalgasına Karşı Avrupa Birliği'nin Sınırda Mültecileri Engellemek Üzere 10 Bin Kişilik Kalıcı Sınır Gücü Oluşturacağı Haberleri Anımsatılarak, Bu Konudaki Değerlendirmesi Sorulan Kalın, Bunun Kendilerinde İlk Uyandırdığı İntibanın "Olaya Güvenlikçi Perspektiften Bakma" Yaklaşımı Olduğunu Söyledi.
Kalın, "Bu Göçü Nasıl Durdururuz. Bu İnsanlara Nasıl Sahip Çıkarız, Can-Mal Güvenlikleri Nasıl Sağlarız" Kaygılarından Ziyade "Sınırları Koruyalım, Ülkemize Almayalım, Bu Meseleyi Uzağımızda Tutalım" Yaklaşımının Bulunduğuna Yönelik Bir İzlenimin Oluştuğunu Belirterek, "Umarım Yanılıyoruzdur." İfadesini Kullandı.
Avrupa Birliği Ülkelerinin Son 3-4 Yıllık Dönemde Mültecilerle İlgili Genel Olarak Takındığı Tavra İşaret Eden Kalın, Şu An Da Bunun Dışında Bir Yaklaşımın Da Pek Hakim Olmadığını Gördüklerini Vurguladı.
Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Tahran'daki Açıklamalarını Anımsatarak, "Bu Meselenin Çözümü, Yerinde Müdahale, Yani İdlib Meselesine Müdahale. Bundan Kastettiğimiz Yeni Bir Cephe Açalım, Yeni Bir Savaş Başlatalım Değil. Tam Tersine Orada Büyümekte Olan Bu Ateşi Nasıl Söndürürüz. Bunun İçin Avrupa Ülkelerinin De Amerika Birleşik Devletleri'nin De Trump Yönetimin De Farklı, Yapıcı Bir Şekilde Sürece Dahil Olması Gerekiyor." Diye Konuştu.
Kalın, 10 Bin Kişilik Güvenlik Gücünün Kurulması, Farklı Şekillerde Dizayn Edilmesinin Sorunu Çözmeyeceğinin Altını Çizerek, "Bu Göç Akını, Esed Rejiminin Katliamları Devam Ettiği Müddetçe Bu İnsanlar Bir Yerlere Kaçacaklar. İdlib Bağlamında Da Kaçacakları Başka Bir Yer De Yok." Açıklamasında Bulundu.
Türkiye- Suriye Sınırının İdlib Kısmının Yaklaşık 150-160 Kilometre Olduğuna Dikkati Çeken Kalın, Sözlerini Şöyle Sürdürdü:
"Hemen Sınırın Öte Noktasında, Sıfır Noktasında Zaten Şu An 700-800 Bine Yakın İnsan Var. Sınıra Dayanmışlar, Orada Duruyorlar. Türkiye'den Onlara Gıda, Giyecek Gibi Yardımlar Gidiyor Ama Aşağıdan, Güney Tarafından Büyük Bir Dalga Geldiğinde, On Binler Yürümeye Başladığında Bu İnsanları Nasıl Durduracaksınız? Biz Gene İnsani Kaygılarla Elimizden Geleni Yapacağız Ama Bunun Yükünü Sadece Türkiye'nin Omuzlarına Bırakmak Doğru Bir Yaklaşım Olmayacak."
Kalın, 10 Bin Kişilik Sınır Gücü Oluşturulmasına İlişkin, "Bizde Uyandırdığı İlk İntiba Gene Meseleye Güvenlikçi Perspektiften Baktıkları, Asıl Sorunu Çözmeye Dönük, Kapsamlı, Uzun Vadeli Bir Perspektiften Yoksun Oldukları Yönünde." Değerlendirmesini Yaptı.
EMEKLİLİKTE YAŞA TAKILANLAR
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, MHP Başta Olmak Üzere Muhalefet Partilerinin Emeklilikte Yaşa Takılanlar İçin Meclise Verdiği Yasa Teklifine Hükümetin Destek Verip Vermeyeceğinin Sorulması Üzerine, Konunun Bugünkü Kabine Toplantısında Gündeme Gelmediğini Ve Şu Anda Hükümetin Gündeminde De Bu Konunun Bulunmadığını Bildirdi.
Kalın, "Ekim Ayında Teklif Geldiğinde Bir Bakılır, Nedir, Ne Değildir... Ama Bunun Genel Manada Bütçeye Üreteceği Maliyeti De Dikkate Almak Durumundayız Ama Şu Anda Bugün Bu Konu Gündeme Gelmedi. Bugün, Yarın Da Gündemimizde Bu Yok." İfadesini Kullandı.
GÖÇ DALGASINA KARŞI TÜRKİYE'NİN STRATEJİSİ
İdlib'den Yaşanabilecek Göç Dalgasına Karşı Türkiye'nin Stratejisinin Ne Olacağı Sorulan Kalın, Şu Ana Kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Talimatıyla Tamamen İnsani Kaygılarla "Açık Kapı" Politikasının İzlendiğini Anımsattı.
Kalın, Zaman Zaman Bu Politikadan Dolayı Haksız Bir Şekilde Eleştirildiklerini Dile Getirerek, Şöyle Devam Etti:
"Bu Öyle Bir Şey Ki Kapıları Açsanız 'Herkese İzin Veriyorsunuz' Diye Eleştiriye Maruz Kalıyorsunuz, Kapıları Kapatsanız 'Bu İnsanları Nasıl Savaşın, Varil Bombalarının, Kimyasal Saldırıların Kucağına İtersiniz' Diye Başka Bir Eleştiriye Maruz Kalıyorsunuz Ama Eleştiri Yapanların Kendileri Sahada Ne Yapıyorlar, Kaç Mülteciyi Aldılar Ya Da Bu Çatışmaları Önlemek, Durdurmak İçin Acaba Ne Tür Girişimler Yaptılar Diye Baktığınızda, Orada Da Pek Bir Şey Yapmadıklarını Görüyorsunuz.
Böyle Bir Muhtemel Göç Dalgasına Karşı AFAD Başta Olmak Üzere İlgili Bütün Birimlerimiz Tabii Ki Tedbirlerini Aldılar, Almaya Da Devam Edecekler Ama Gelecek Dalganın Şeklini, Büyüklüğünü Şu Anda Kestirmek Zor. Umarız Önümüzdeki Günlerde İdlib Meselesiyle İlgili Bir Siyasi Çözüm Söz Konusu Olur. Cumhurbaşkanımızın Tahran'da Yaptığı Çağrıya Benzer Bir Ateşkestir, Silah Bırakmadır, Buna Benzer Bir Gelişme Söz Konusu Olur Ve Biz Bu İhtiyaçla Veya Bu Acil Durumla Karşı Karşıya Kalmayız."
Göç Dalgasının Söz Konusu Olması Durumunda Türkiye'nin Üzerine Düşeni Yapmaya Devam Edeceğini Vurgulayan Kalın, Fakat Bunun Da Bir Sınırının Olduğunu Herkesin Bilmesi Gerektiğini İfade Etti.
"ANA MUHALFET LİDERİNE YAKIŞMAYAN BİR SAKİLİK"
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Yönelik "Dolar Baronlarının Adamı" Yönündeki İddialarının Yargıya Taşınıp Taşınmayacağının Sorulması Üzerine, Şunları Söyledi:
"Sayın Kılıçdaroğlu'nun Bu Tür Açıklamalarını Ciddiye Almak Mümkün Değil. Yani Ana Muhalefet Liderine De Yakışmayan Bir Sakillikle Zaman Zaman Bu Tür Açıklamalar Yapıyor. Daha Kötülerini De Yaptı Geçmişte. Bunların Kendisine Bir Faydası Olmadı Siyaseten, Eğer Amaç Buradan Bir Siyasi Rant Elde Etmekse. Hele Ki Cumhurbaşkanımıza Bu Tür Saldırılarla Bir Yol Alabileceğini Zannediyorsa Ne Sayın Cumhurbaşkanımızı Ne De Siyaseti Pek Bilmediği Anlaşılır."
Kalın, Yargı Sürecine Başvurulup Başvurulmayacağına İlişkin Avukatların Gerekli Değerlendirmeyi Yapabileceğini Ama Şu An İtibarıyla Kendisine Gelen Bir Bilginin Bulunmadığını Bildirdi.
"ORTA VADELİ PROGRAM ÖNÜMÜZDEKİ BİRKAÇ HAFTA İÇERİSİNDE AÇIKLANACAK"
Kalın, İki Gün Sonra Merkez Bankasında Gerçekleştirilecek Toplantıya İşaret Edilerek, "Faizle İlgili Beklentileriniz Nelerdir?" Diye Sorulması Üzerine, Perşembe Günü Alınacak Kararı Şu Anda Bilemeyeceğini, Karar Alındığında Hep Birlikte Göreceklerini Söyledi. Kalın, Şu Değerlendirmeyi Yaptı:
"Meselenin Sadece Bu Konuyla İlgili Olmadığını, Genel Olarak Bunun Bir Ekosistem Olduğunu Hepimiz Biliyoruz. Dolayısıyla Dikkat Ederseniz Atılan Adımlar Da Zaten Bunu Dikkate Alan Daha Kapsamlı Adımlar. Zaten O Çerçevede De Hazine Ve Maliye Bakanımızın Hazırladığı Orta Vadeli Program (OVP) Da Bu Ayın İçerisinde, Önümüzdeki Birkaç Hafta İçerisinde Açıklanacak. Bu Ekonomiye Sadece Yeni Bir Perspektif Sunmayacak, Aynı Zamanda Ekonomik Üretimle Dengelerle İlgili De Çok Önemli Bir Yol Haritası Oluşturacak."
Kalın, "Bu Dar Boğazdan Kısa Sürede İnşallah Hep Birlikte Daha Da Güçlenerek Çıkacağız." Dedi.
"KARMA EĞİTİM SİSTEMİ DEVAM EDİYOR"
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, "Karma Eğitimle İlgili Haberler Yapıldı. Bir Kafa Karışıklığı Oluştu. Bu Konuyla İlgili Sizin Ağzınızdan Net Cümleler Duyabilir Miyiz?" Şeklindeki Soru Üzerine, Konuyla İlgili Bugün Milli Eğitim Bakanlığının Da Bir Açıklama Yaptığını Hatırlattı.
Burada Bir Mahkeme Kararına İstinaden, Bir Vatandaş Başvurusuna İlişkin, Mahkeme Kararını Esas Alan Bir Düzenleme Yapıldığını Belirten Kalın, Bunun "Türkiye'de Karma Eğitim Kaldırılıyor" Yönünde Bir Başka Propagandaya Dönüştüğünü İfade Etti.
Kalın, "Böyle Bir Şey Söz Konusu Değil. Karma Eğitim Aynen, Olduğu Haliyle Devam Ediyor. Pazartesi Günü Çocuklarımız Okula Başlayacaklar, Bazıları Bu Hafta Başladılar. Karma Eğitimin Ortadan Kaldırılması Diye Bir Şey Söz Konusu Değil." Açıklamasında Bulundu.
Aynı Zamanda Ortada Belli Okullarda "Kız-Erkek Ayrımı" Şeklinde Eğitim Verilmesine İmkan Sağlayan Bir Kararın Da Bulunduğunu Aktaran Kalın, Şöyle Devam Etti:
"Burada Tercihlerin Daraltılması Değil Çoğaltılması Söz Konusu. Demokratik Toplumlarda Da Aslolan Vatandaşın Bu Tür Taleplerini Karşılayacak Tercihlerin, Seçeneklerin, Opsiyonların Çoğaltılmasıdır. Yani Hiç Kimse Hiçbir Veliye 'Çocuğunu Karma Ya Da Olmayana Göndermek Zorundasın' Diye Bir Şey Empoze Etmiyor Ama Alternatifleri Sunuyoruz. Devletin Yapması Gereken De Budur. İsteyen Kendi Tercihine Göre Bu Seçeneklerden Bir Tanesini Tercih Edebilir.
Dolayısıyla Burada Bir Kafa Karışıklığına Mahal Verecek Bir Durum Da Yok Aslında. Karma Eğitim Sistemi Devam Ediyor. Bunun Yanında Karma Olmayan Eğitim De Verilebilir. Bu Tamamen Gönüllük Esasına Bağlı Olarak Hem Eğitim Veren Kurum Açısından Böyledir Hem De Oraya Çocuklarını Gönderecek Aileler Açısından, Çocuklar Açısından... Dolayısıyla Burada Opsiyonları Çoğaltmak Suretiyle Aslında Bir Demokratik Görev Yerine Getirilmiş Oluyor. Bunun 'Karma Eğitim Bitirildi' Vesaire Gibi Bir Dezenformasyona Dönüşmesine Kimse Kulak Asmasın, Buna Kimse De Müsaade Etmesin."
"ŞU ANDA TRUMP İLE BİR GÖRÜŞME PLANLANMIYOR"
Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, ABD Başkanı Donald Trump İle Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda Görüşme Yapıp Yapmayacağıyla İlgili Soruya, "Şu Anda Trump İle Bir Görüşme Planlanmıyor New York'ta Ama Bakalım O Güne Kadar Ne Olur, Ne Yaşanır, Onların Hepsini Görelim Ona Göre Karar Verilir." Yanıtını Verdi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Bir Soru Üzerine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Yeni Sistemde Oluşturulan Kurullara Yapılacak Atamalarla İlgili Çalışmalarını Tamamladığını Ve Bu Atamaların Yakın Zamanda Yapılacağını Söyledi.
Bu Kurulları Önemsediklerini Belirten Kalın, "Yeni Sistem İçerisinde Biliyorsunuz Hükümetin Farklı Alanlardaki Politikalarına Makro Önerilerde Bulunmak Üzere Dizayn Edilmiş Ofisler, Kurullar Bunlar. Hakikaten Ülkemizin Farklı Kesimlerinden Katkı Sunabilecek Uzmanların Yer Alacağı Bir Kurullar Sistemi Olacak. Bunlar Da Genel Olarak Ekonomiden Kültüre, Turizmden Bilim Teknolojiye Kadar Çok Farklı Alanlarda Katkı Sağlayacak Kurullar." İfadesini Kullandı.