ÖZLEDİM...

Özledim ben mahalleye çıkarken mimoza, karanfil, şebboy  kokularını özledim.

Aslan ağzı, sultan küpesi, yıldız çiçeği, gül görmeyi özledim.

Özledim özledim; denize girerken genzime giren tuzlu sudaki yosunla karışık iyot kokusunu  Tekelde'ki kuru tütün, hanlardaki fışkı, ahırlardaki kömre, fidanlık kokularını özledim.

Çolaklının, lazların, gıranın, çamlığın ağaç kokusunu Aydanoğun, gıranına öbeklenen sisle Abeda’dan gelen karı özledim.

Ayliya’nın, Gozagiya’nın havasını Sefer Bey’in düzlüğünde yaylacığın bıldırcınını özledim.

Ortaokulun bahçesi ile sahadaki terlemeyi özledim.

Sebat Kulübü'nün antrenmanlarını, kırık radyosundan maç dinlemeyi hatta kulübün yapımındaki taş taşımalarımızı özledim.

Özledim denizde, kayalarda bacaklarımızın çizilip kanamasını, mısır püskülünden sigara yapmayı, teneke damlardaki yağmur senfonilerini özledim.

Fırtınalı havada gelen bastonlu Cumhuriyet vapurunu, karpuz armut motorlarını ve denizde eğri sap armut yemeyi özledim.

Katmaya bağlanan mezgit, büyük istavrit bağlarını özledim.

Karaya vuran hamsiyi garnalla tutmayı özledim.

Hükümetin önünde ve balkonundaki bayram kutlamalarını, Deniz Bayramı'ndaki kayık yarışlarını ve yüzme yarışlarını, 17 şubat kurtuluşundaki mahallelerden inen tüfekli milis kuvvetlerinin tüfek seslerini bayramlardaki horon oynamaları özledim.

Özledim. Karda serçe vurup ıslanan yün çoraplarımızı fırın sobasının yanındaki koyun postuna oturup sobada kurutmayı, Güğümdeki suyun taşarak sobaya dökülüp muttarit cıss cıss sesi çıkartmasını özledim.

Koyun postuyla, tahta teknelerle, tahta mektep çantalarıyla ve iskelelerle kızak kaymayı özledim.

Pul, aşık, mile, cehennem, fodik, bıçak, çelik değnek, bokuç, firar, guluk oynamayı, ya da hartamalı uçurtma için damlardan hartama çalmayı 

Bizim sıçan evlenecek, parası yok dilenecek diyerek sıçan uçurtması uçurtmayı özledim.

Özledim. Gabariza ağacından patlangoç yapıp zerdi bibilini ya da çitlenbik atmayı Galandarista evlere torba atıp içinden kedi çıkartmayı ya da Hıdırellez'de tuzlu balık, haşlanmış patates, bostan, taze soğan yemeyi özledim.

Fırından çıkan sıcak mısır ekmeğinin tepsideki kokusunu ya da içine yumurta koyup pişen golotun yumurtalarını özledim.

Pazar sabahları peynirli kahvaltılarını, Ramazan'da bülbülden soğuk su almayı ve yanık güveç kokusunu özledim.

Ramazan'da mahalle mekteplerinde yüzük oynamayı, sohbet etmeleri özledim.

Erik, mandalina, elma, armut, karayemiş, meyva adına ne varsa gece gündüz çocukluk çalmalarını özledim.

İncir reçeli, zaguda, zirikta, zumur, güz fasulyesi, zulfan baklayı özledim.

Çocukluk hayalimizi kaplayan kırmızı TEKEL binasını, maarifin binasını, eski yarı yıkık iskeleyi, deniz kenarındaki mavnaları, hatta bok iskelelerini özledim.

Havasını, suyunu, toprağını, rengini, kokusunu, tepeden tırnağa ne varsa her şeyini özledim.

Akçaabat'ı, Akçaabatlıları özledim. Akçaabat'ta yaşamayı göresledim.

1-(2)-211.jpg

Editör: TE Bilisim