TBMM Çevre Komisyonu Başkanı AK Parti Trabzon Milletvekili Muhammet Balta 4 Nisan Dünya Sokak Hayvanları Günü ile ilgili Basın açıklamasında bulundu

Dünya artık toplumsal, ahlaki ve vicdani açıdan, hayvanların hak sahibi bir varlık olarak değerlendirildiği perspektifle tüm hayvanların yaşamlarının güvence altına alınması yolunda önemli mesafeler kat etmeye başlamıştır. Bu çerçevede 15 Ekim 1978 tarihinde Paris'te UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü) merkezinde yayınlanan "Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi" kabul edilmiştir. 

Dünya ve Avrupa, hayvanların korunması yolunda önemli mesafeler alırken geçmişi bu konuda çeşitli örneklerle dolu milletimizin bu konuda geri kalması düşünülemezdi. Bu düşüncelerle 2004 yılında 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanununu çıkarttık.

Geçmişte, atalarımız gerek Selçuklu, gerek Osmanlı döneminde hayvanlara büyük bir şefkat ve sevgi göstermişler, hayvanlar yararına birçok vakıflar kurmuşlardır. Yaşlı hayvanların ömürlerini tamamlayabilmeleri için büyük otlaklar vakfetmişler; göçmen kuşların göçlerini kolaylaştırmak için vakıflar yapmışlar; cami, medrese ve konakların cephelerine sanat eseri niteliğinde kuş evleri eklemişlerdir.

Osmanlı Devletine gelen gezginler, elçiler yazdıkları seyahatname ve eserlerinde Türklerin kuşlara, sokak kedi-köpeklerine, yük hayvanlarına karşı besledikleri sevgiden, bakım ve korunmaları için kurulan vakıf ve tedavi merkezlerinden, hayvanlar için çıkarılan kanuni düzenlemelerden bahsetmişlerdir.

Ünlü Fransız şair Lamartine Türklerin hayvanların korunmasına yönelik hassasiyetleri hakkında şunları yazar: “Müslümanlar canlı ve cansız mahlûkatın hepsiyle iyi geçinirler: Ağaçlara, kuşlara, köpeklere, velhasıl Allah’ın yarattığı her şeye hürmet ederler; bizim memleketlerde başı boş bırakılan veyahut eziyet edilen bu zavallı hayvan cinslerinin hepsine şefkat ve merhametlerini teşmil ederler. Bütün sokaklarda mahalle köpekleri için muayyen aralıklarla su kovaları sıralanır; bazı Müslümanlar, ömürleri boyunca besledikleri güvercinler için, ölürken vakıflar kurarak, kendilerinden sonra da bu hayvanlara yem serpilmesini sağlarlar.” 

Gazi Mustafa Kemal Atatürk de sahipsiz hayvanları korumuş, bu hayvanları asla öldürtmeden Hayvanları Koruma Cemiyetine teslim ettirmiş ve bunların bakımını yaptırdıktan sonra isteyenlere dağıttırmıştır.

Diğer ülkelerdeki uygulamalarla kıyasladığımızda bu ifade edilenlerin günümüzde de geçerli olduğunu görmekteyiz. Bizde, kanun gereği sokaktan alınan bir hayvan, kısırlaştırılıp, aşılanıp, tedavisi yapıldıktan sonra alındığı yere bırakılmaktadır. Elbetteki eksiklerimiz bulunmaktadır, ancak medeni diyerek örnek aldığımız bazı ülkelerden hayvanların korunmasıyla ilgili örnekler vererek takdiri size bırakıyorum:

  • Hayvanlara cinsel saldırıyı ülkemiz 2004 yılında yasaklamıştır. Finlandiya’da hayvanlara cinsel saldırı serbesttir, bir yaptırım uygulanmamaktadır.
  • İngiltere’de sokaktan toplanan hayvanlar belli bir süre barınakta tutulmakta, bu süre sonunda sahiplendirilemeyen hayvanlar, bir hayvan derneği de sahip çıkmazsa öldürülmektedir.
  • Belçika, Hollanda, Danimarka, İsveç ve Fransa’da da benzer bir uygulama bulunmaktadır. Bir süre barınakta tutulan hayvan, sahiplendirilemez, hayvan dernekleri de sahip çıkmazsa öldürülmektedir.
  • Dahası İngiltere, hayvan hakları için mücadele edenleri, belirli durumlarda terörist olarak ilan edebiliyor; sadece hayvan hakları aktivistlerine yönelik çıkarılmış bir anti-terör yasası bulunmakta İngiltere’de. Hayvanları korumaya çalışanları baskı altında tutmaya yönelik bir düzenleme söz konusu.

Her ne kadar, insanımızın yüksek duygularını hesaba katsak bile, bazı hususlar sadece insan vicdanına bırakılmamalıdır. Psikolojik bozukluklar, ekonomik güçsüzlükler ve daha birçok nedenden dolayı her millette olduğu gibi suça yönelen insanlarımızın da varlığını hesaba katarak bu alanda caydırıcı cezalara da yer vermek zarureti vardır.

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu uyarınca, sokak hayvanlarının rehabilitasyonu, kısırlaştırılmaları, aşılanmaları ve tedavileri yerel yönetimlerimiz tarafından yerine getirilmekte; bu faaliyetlerin koordinasyonu Orman ve Su İşleri Bakanlığımızca yürütülmektedir.

Bu kapsamda Bakanlığımızın ve yerel yönetimlerimizin sokak hayvanlarının korunmasına yönelik çalışmaları hakkında bazı rakamlar vermek istiyorum:

2017 yılı itibariyle ülkemizde 85.000 hayvan kapasiteli 233 adet hayvan bakımevi bulunmaktadır.

Orman ve Su İşleri Bakanlığımız tarafından 2002-2017 yılları arasında belediyelere sokak hayvanlarının korunması kapsamında için hayvan bakımevleri inşası ve sokak hayvanlarının bakımları amacıyla 35 milyon liraya yakın mali destek sağlanmıştır.

2017 yılında Sokak Hayvanlarının Rehabilitasyonu Projesi kapsamında;

  • 23 belediyeye hayvan bakımevi yapımı maksadıyla 7.857.600 TL,
  • Kısırlaştırma maksadıyla 2.142.400 TL mali destek sağlanmıştır.

Bakımevi bulunan yerel yönetimlere,

  • 1.000.000 TL değerinde, 232.750 mikroçip ve kulak küpesi, 10 adet mikroçip okuyucu ve 220 adet kulak küpesi pensi,
  • 500.000 TL değerinde 1.000 adet kedi evi ve köpek kulübesi alınarak dağıtılmıştır.

Sokak hayvanlarının üremelerinin kontrol altına alınması amacıyla, 2017 yılında belediyeler tarafından yapılan sokak hayvanları rehabilitasyon çalışmalarında 203.905 hayvan kısırlaştırılmış, 233.098 hayvan aşılanmış, 204.833 hayvana kulak küpesi takılmış ve 48.434 hayvan sahiplendirilmiştir.

Son olarak Peygamber Efendimiz ’in (SAV) sadece Müslümanlara değil tüm insanlığa uyarı olan şu muhteşem hadisi ile bitirmek istiyorum; “Merhamet edenlere Allah da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet ediniz ki göktekiler de size merhamet etsinler.” (Ebu Davud,Edeb,66 / Tirmizi, Birr, 16)

Sokakta yaşayan tüm canlılarımız için sağlıklı ve mutlu bir yaşam için çalışmaya devam ettiğimizi bu vesile ile duyurmak istiyorum. 4 Nisan Dünya Sokak Hayvanları Günü kutlu olsun.

670-362.gif123456---kopya-20180403200945.png

Editör: TE Bilisim