Büyük Türkiye Büyük Trabzon sloganı ile yola çıkarken,  4000 yıllık tarihi olan şehrimizin içinde barındırdığı kültürel ve sosyal birikimin hep farkında olduk. Muhteşem tarihi ile medeniyetlere beşiklik etmiş olan, içinde doğal güzellikler ve zenginlikler yanında tarih ve kültür miraslarını da barındıran şehrimizin sahip olduğu güzelliklere sahip çıkmak, gelecek nesillere de bu günlerden güzel eserler bırakmaktır amacımız.

Geçmişten günümüze ulaşan sokaklar, çeşmeler, camiler, köşkler, kervansaraylar, medreseler, saraylar ve mabetlerle Trabzon bir açık hava müzesi gibidir. Bu tarihi değerler, inşa edildikleri dönemin vesikası gibidirler. Biz “Geçmişi Olmayanın Geleceği Olmaz” düsturu ile tarihin bize bıraktığı kültürel zenginliklerimizi okuyacak, anlayacak ve geleceğimizi tarihimizden aldığımız feyz ile inşa edeceğiz.

Osmanlı başta olmak üzere bu topraklar üzerinde yaşayan uygarlıklardan günümüze ulaşan pek çok tarihi eser yanında, gölleri, akarsuları, dağları, yaylalarıyla Trabzonumuz, kültürel ve doğal zenginlikleriyle ön plana çıkan, bu anlamda cazibe merkezi bir şehrin özeliklerini taşımaktadır.

Avrupa ile Asyanın İpek Yolu üzerindeki en önemli irtibat noktasında bulunan Trabzonumuz bu öneminden dolayı tarih boyunca da pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır.

Büyük bölümü ayakta kalmayı başaran Trabzon Kalesi, Akçakale, Sümela Manastırı, Eski Türk Evlerini ön plana çıkaran Ortahisar Evleri, Anadolu’nun örnek evlerinden sayılan Akçaabat Orta Mahalle Evleri, Yavuz Sultan Selim Han’ın annesi Gülbahar Hatunun hatırası Gülbahar Hatun Camii ve Türbesi, Fatih Sultan Mehmet Han’ın Trabzonu fethinden sonra kiliseden camiye çevirdiği Ortahisar Fatih Camii, Trabzonun fethine zemin hazırlayan Şehit Evliya Ahi Evrenin bir derviş dergahı olarak inşa ettirdiği söylenilen Ahi Evren Dede Camii, Trabzon Müzesi, Atatürk Köşkü, Ayasofya Camii, Trabzonspor Müzesi, Taşhan, Vakıf Han, Alaca Han, 18-19 yıllardan kalma hamamlar, tarihi Zağnos Paşa Köprüsü, Tabakhane Köprüsü, Değirmendere Köprüsü ve daha niceleri…

ABDULKADİR URALOĞLUU (2) - Kopya

Geleceğimize ışık tutan tarihi mirasımızın hak ettiği değeri görmesi, yeterince tanıtılması, şehrimizde kültür turizminin canlanması açısından önemlidir. Sadece kültür değil doğal güzellikleriyle de hak ettiği değeri bulmalıdır. Yaylaları, gölleri, ormanları,  kendine özgü hayat tarzı ile Trabzonun hak ettiği değeri bulması için çalışmayı, bu şehrin güzellikleri ile yetişmiş olmanın verdiği vefa duygusu ile görev sayıyorum.

Güzel Yurdumuzun pek çok ili, mutfağı, kendine has yemekleri ile tanınıyor. Kara Lahana Çorbası, Sarması, Kuymağı, Kayganası, Höşmerimi, Laz böreği, Akçaabat Köftesi, Hamsi Kuşu, hamsiyi tavaya dizişindeki özeni ile tanınan Trabzon mutfağı da kültür ve ticari alanda hak ettiği yere gelmelidir.

Trabzon esnafının gerek müşterisine gerekse şehre ve çevresine tavrı tarzı her zaman farklı olmuştur. Müşteriyi velinimeti sayan esnafımız yaptığı her işe imzasını atar. Dükkânının önünü temiz tutar, pek çok şehirden temizdir bizim çarşı pazarımız.

Bu günkü anlamıyla meslek odası anlamında ilk ahilik teşkilatının kurulduğu yerdir Trabzon. Tarih boyunca, halkın sanat ve meslek anlamında yetişmelerini, ahlaki yönden gelişmelerini sağlayan, Türk-İslam Kültürüne değer katmayı, birbirini seven, birbirine saygı duyan, yardım eden, fakiri gözeten, yoksulu barındıran, çalışmayı ibadet sayan Ahi Evren Dede, Şehit Ebul Hasan Hakayık’ın Boztepe ve çevresinde oluşturduğu ahilik yöntemleri ile yetişen Trabzon esnaf ve sanatkârı, Türklerin Trabzona yerleşmesine ve Trabzonun fethine de zemin hazırlamıştır.

Her yıl Ekim ayının ikinci haftasında Trabzonumuzda kutlanan Ahilik Kültür Haftası (Esnaf Bayramı), Trabzonun bu günkü temellerini atan esnafımıza takdir ve şükranlarımızın sunulmasına vesiledir.

İlk disiplinli meslek ve sanatçı yetiştiren, bugünün meslek odaları olarak nitelendirebileceğimiz Ahilik Teşkilatının Trabzonda temellerini atan Ahi Evren Dede, Şehit Ebul Hasan Hakayık ve emek veren bütün ustalarımızı rahmetle anıyoruz.

İçinde birçok medeniyeti barındıran Trabzon, özellikle Osmanlı döneminde “şehzadeler şehri” unvanını kazanmasına vesile olacak değeri bulmuş Muhteşem Süleyman olarak anılan Kanuni Sultan Süleyman Han gibi, Yavuz Sultan Selim Han gibi şehzadeleri bağrından çıkarmıştır.

İpek yolunun en önemli ulaşım noktalarından olan, doğuyu batıya bağlayan bu liman şehri, coğrafi konumu gereği, gelişen, değişen ve büyüyen Türkiyenin de gözde şehirlerinden olmayı hak ediyor.

Deniz yolu ve yapılmasını hedeflediğimiz demiryolu ile doğuyla batının, kuzeyle güneyin kesiştiği ticaret merkezi olma yolunda, gereken takip ve gayreti göstermeyi görev edindik, yetki vermenizi bekliyoruz.

 

 

Editör: TE Bilisim