Vefa Yılmaz Kimdir?

-Başkalarının hayat hikâyeleri içerisinde kullanılan devrik bir cümleyim.

Vefa Yılmaz.

……

ŞAİRDEN ŞAİRE ..

Süpermen kıyafetimle dünyayı kurtaracağıma inanırdım,

Ta ki annem sana küçüldü deyip,

Alt komşunun küçük oğluna verene kadar.

…..

Şair doğar kimi insan, şair yaşar, şair ölür,

Ve şiir tadında bir tebessüm kalır yüzlerde, adı her anıldığında.

Yıl 946 daha Bedri Rahmi Eyüboğlu

‘’Önde zeytin ağaçları

Arkasında yar

Sene 946

mevsim sonbahar..’’

şiirini yazmamış,

Bedri Rahmi yazmamış yazmasına da Orhan Veli Ankara da Karaoğlan Caddesi üzerinde ki içkili küçük bir lokanta olan ‘’Üç Nal’’ lokantası hakkında bir tanıtım yazısı yazmış Ülkü Dergisinde.

Şöyle diyor;

“Şinasi hem sanatkâr, hem de okur yazar bir insan olduğu için lokantasını sanatkârlarla okur yazarların sık sık gidecekleri, gittikleri vakit de zevkle oturacakları bir yer olarak tertipledi. Her giden hoşlanıyor. Ben de onlardanım. Salonun türlü süsleri arasında zaman zaman mısralara yahut da bazı mısraların anlamlarına rastlıyorsunuz. Tuvalete koyduğu bir abajurun üstüne de Refik Halit’in [Karay] Bir Avuç Saçma adlı eserinden bir parça yazmış. Güzel bir buluş, değil mi? Gel gelelim Şinasi memnun değil. Diyor ki: Her içeriye giren Refik Halit’in yazısına dalıyor. Dışarıda da bir sürü insan sıra bekliyor. Şinasi’nin ticari bakımdan hoşnutsuzluğuna sebep olan bu hal edebiyat namına beni sevindirdi. Demek ki halkımız edebiyatla da meşgul oluyor.”

**

Bunları yazan Orhan Veli bir akşam ufaktan demlendiği lokantadan çıkmış kapıda bir müddet bekledikten sonra içeri tekrar girip kalemini çıkarmış ve pek çok kişinin yaptığını yapıp salonun duvarlarının türlü süsleri arasına yazılan mısralara

‘’ Üç Nal’a gelen, Dört nala gider’’ notunu eklemiştir..

Kim bilir 1950 yılının 10 kasım gecesi ,Üç Nal’a son kez geldiğinden habersiz, kendi tabiri ile Dört nala ayrılmış  oteline giderken, belediyenin açtığı bir çukura düşmüştü. Sonrası malum….

**

Şinasi, Orhan Veli’nin Ankara lisesinden arkadaşı, aynı zaman da Orhan Veli, Oktay Rıfat, Melih Cevdet Anday ‘ ın edebiyat dünyasında  ‘’Garip Akımı ‘nı başlatmasına şahitlik etmiş hatta bu üçlünün meşhur fotoğrafında yer almıştı… O fotoğraf için Melih Cevdet Anday’ın

‘’Dört kişi parkta çektirmişiz,

Ben, Orhan, Oktay, bir de Şinasi...’’

Diye başlayan ‘‘Fotoğraf’’ Şiirinde de kayıtlara geçmiştir.

Şinasi’nin bu küçük lokantasının müdavi olan Orhan  Veli’ nin haricinde gelenlerin arasında,

Azra Ertan,Sabahattin Eyüboğlu,Cahide Sonku, İbrahim Çallı, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ,Melih Cevdet Anday ,Can yücel,  Cemal Süreya gibi isimler de var..

**

Cemal Süreya..

‘’ Hayat Kısa Kuşlar Uçuyor ‘’ diyen büyük şair.

Cemal Süreya ‘ nın gönlümde sadece Yazdığı şiirlerle değil, her Trabzon’lu gibi benim için de  Sunay Abi olan  Sunay Akın’a hocalık yapmış olmasıyla da ayrı bir yeri vardır.

Her Cemal Süreya okuduğumda Sunay Akın her Sunay Akın okuduğumda Cemal Süreya düşer aklıma..

**

Dedim ya bazı insanlar şair doğar şair yaşar şair ölürler  Ve şiir tadında bir tebessüm kalır yüzlerde, adı her anıldığında.

Sunay Akın Cemal Süreya’nın yüzümüzde bıraktığı tebessüm bence.

**

Bütün bunları yazmamdaki amaç Cemal Süreya’ nın el verdiği, Cemal Süreya ‘ya öğrencilik yapmış Sunay Akın’ın öğrencisi olan  ve  onun  kanatları altına giren genç bir arkadaş.

 Adı Samet Karahasanoğlu… 

Bu ismi bir yere kaydedin gün gelecek ya da günü gelecek bu ülkede bu genç arkadaşımın adı da konuşulacak.. Trabzon ’lu  olan Samet aslında Karadenizlilerin çok da yabancı olduğu biri değil .

Yine bir Trabzon’lu olan Yönetmen,senarist, tiyatro oyuncusu ve aynı  zamanda Doktor olan  İsmet Eraydın’ın Tepenin Uşakları filminin başrol oyuncusu, Tiyatro sanatçısı , ve yine İsmet  Eraydın’ın  Nisan 2016 vizyona giren ‘’ Emicem Hospital’ filminin önemli karakterlerinden biri.

**

Fakat pek az kişinin bildiği bir başka özelliği ise genç kardeşimiz  bir şair. Şair şair olmasına ama daha bir kitabı yok.. Okudum şiirlerini hepsi birbirinden güzel.

‘’ Neden şiir kitabın yok ?’’ soruma

‘’Ustam ( Sunay Akın)  acele etme, biraz daha pişeceksin bekle  dedi '' cevabı  bana bu yazıyı yazdıran..

**

Sevgili Samet’ le ustam , hocam , abim dediği Sunay Akın’ la yaşadıkları, ondan öğrendikleri hakkında uzun uzun  konuştuk. Bazı anekdotları anlatırken ''abi bunları sakın yazma ben Sunay Abiyle bir araya geldikten sonra yaşadıklarımı yazıp saklıyorum. İnşallah bir gün onları anılarım olarak yazmak bana nasip olur’’ dedi.

Bana anlattıklarını gün gelir onun kaleminden yazılmış kitaplarda ya da ustası gibi sahnelerde anlattığı şiir tadında hikayelerde kendisinden tekrardan okumak ve dinlemek nasip olur inşallah.

**

Sevgili genç kardeşimin yüreğinden kalemine damlayan bir şiiri ile bitirelim..

Şiirin sonunu yazımın başında yazdım. Tamamını yazının sonuna ekleyelim.

İyi bakın nasılda Sunay Akın kokusu var şiirde.. Ama bir ayrıntı var.. Bu şiir yazıldığında Samet’in Hayatında Sunay Akın yok.. Yani adam olacak çocuk hesabı.. Şair olacak Çocuk Şiirinden belli olur..

**

…Mavi Bavula dolu hayallerim…

Oyuncak arabam aynı zamanda biricik uçağımdı.

Halı üzerinde ki çizgileri araba yolu edindiğim tarihlerde,

Hayal gücüyle bir bakmışım İstikbal Göklerde,

Öyle rota falanda yok, profesyonelim anlayacağım,

Kara kutuda yoktu içinde , akıl var mantık var,

Kara kutunun ne işi olabilir ki renkli hayallerimde.

En üzüldüğüm olay ise,

Oyuncaklarım koyduğum mavi bavulun,

Artıkların gittiği çöpe atılmasıydı,

Oysa o benim en büyük hayallerimi saklardı,

Süpermen kıyafetimle dünyayı kurtaracağıma inanırdım,

Ta ki annem sana küçüldü deyip,

Alt komşunun küçük oğluna verene kadar.... 

yesyeni-logo-final-355.png               

Editör: TE Bilisim