Dr. Ayhan Çağılçı’dan Trabzonsporlu Yusuf Yazıcı’ya Açık Mektup;

Sevgili Yusuf,  öncelikle başarılarından dolayı seni tebrik ediyorum ve muhteşem Trabzonspor taraftarı adına teşekkür ediyorum. Görünüyor ki bir yol ayırımındasın. Dünkü dönüş yolunda tüm futbolcu arkadaşlarınla selfi yaparken ki gülüşün, gönlünün hala Trabzonspor da olduğunun göstergesi. Facebook profilinde ne yapacağına kararsız, düşünceli bir hal ile akıl -fikir nasihat, bilgi, beceri, tecrübe ve yaşanmışlıklarımızı paylaşmanızı ister gibi bir halin vardı.

Ne yapmalıyım, nasıl bir karar vermeliyim.

Şunu hemen ifade edeyim ki; biz muhteşem Trabzonspor taraftarları ne anlatırsak, ne söylersek söyleyelim nihaiyi kararı sen vereceksin. Verdiğin her karar senin için doğrudur. Fakat her birey için, o an doğru sayılan kararın nihai sonucu yıllar sonra ortaya çıkar. Çocuklar anne baba ve çevreyi dinlermiş gibi yapar genelde.

Muhteşem Trabzonspor sadece sporcu yetiştirmesi. Milletvekili, bakan, belediye başkanı, toplum lideri olan birçok insan da yetiştirdi. İyi Ama bunlar içinde de yıllar içinde yanlış yapan diskalifiye olan da oldu.O halde hayatın her aşaması bir imtihandır. Güzelliklerle anılmakta olan işadamı olan yok mu? Çok var. Spor, insanı disiplinize eder. Yasakları, kuralları öğretir.

Meslek hayatımda başımdan geçen ve gelecek kararımda etkili bir olayı da aşağıda paylaşacağım.

Tabii ki vereceğin karar muhteşem Trabzonspor’u ve biz taraftarları etkilese de saygı ile karşılarız. Şu kesin ki batı kulüpleri boşa para vermez. Değerine verir. Yalnız birçok Trabzonspor taraftarları Trabzonspor da. Şampiyonluğu yaşa ve bu şampiyonlukta emeğin olduğun İçin tüm ailen ve sen muhteşem Trabzonspor tarihine geç, sonsuz mutluluk yaşa, sonrasında da daha iyi bir teklifle istediğin yere git. Eğer gitmek istiyorsan tabii ki. Bu maddi değer zaten senin değerin ve inanıyorum ki nerede olursan ol artarak devam edecek. Sağlık her şeyin başı tabii ki… Şimdi gidersen asla iç huzuru bulamayacaksın ve ömür boyu "keşke" lerle yaşayacaksın. Ailende belki Trabzonspor un şampiyonluğunu yaşamadan bu dünyadan göçüp gidecek ve onlarda keşke göndermeseydik diyecekler. Unutma bir daha geri dönmek ve bu ritmi ve bu arkadaş ortamını yakalaman artık hayal. Olur. Çünkü o zaman "beceremedi, geri döndü" pozisyonuna düşersin. Yani gitmekten zordur geri dönmek. Yaşın küçük ve zor bir dönemeçtesin. Ronaldo yıllar sonra gitti. Almadı mı parasını. Messi hala aynı takımda. Neyi eksik. Her yıl ödül de alıyorlar. Trabzonspor’dan gidenler de oldu. Bazıları mafya ilişkileriyle can korkusuna kaçtı, bazıları kumarbaz oldu büyük şehirlerde. Ancak senin öyle bir durumun yok. Önce kendinin ve ailenin sonra da muhteşem Trabzonspor taraftarlarının yüreğindeki şampiyonluk kor unu bir söndür. Önce Şampiyonluk yaşa ve yaşat, sonra istediğin yere git ya da hiç gitme yıllarca muhteşem Trabzonspor forması giy, Akşam evine git, ne olmuş. Mütevazı ol. Paranı al yine, ama sevdiklerinle, ailenle güzel bir ömür geçir. Mesut Özdil Alman vatandaşı bile oldu. Başarılıydı da. Kupalar kaldırdı. Yine yuhalandı. Yine yaranamadı. Senden aşağı futbolcu değildi. Neden. Irkçılık ve fanatik milliyetçilik... Burada herkes seni seviyor. Alkışlıyor, bağrına basıyor. Sosyal medya da oyun arkadaşların senin hep arkanda. Yani sen hep en öndesin, resimlerde görüyoruz. Bunu yaşayabilecek misin Lyon da. Asla. Burada futbol arkadaşlarınla iyi bir sinerjin var. Tabii ki bunu sen başardın

Şimdi bir anımı anlatacağım. Ben de özel hastaneye geçip daha çok kazanabilirdim. Düşündüm de. Fakat insanların, hastalarının ve yakınlarının bana hayranlıkla bakıp elimi öpmeye çalışması, hiç bir şeye değiştirmeyeceğim bir ruh hali ve mutluluk oluşturuyor su ben de. Bu beni frenliyordu. Tamah etme, acele etme, sabırsız olma. Yaşın küçük. Benim senden büyük oğlum Amerika'da büyük bir şirkette program/yazılım mühendisi. Orada okudu kaldı.O kadar imkanlarına rağmen özlem ve hasret her şeyin ötesindedir.14 yaşında gitti ve Amerikalıdan daha iyi İngilizce konuşuyor. Yine de dönmek ve ailesiyle sevenleriyle olmak istiyor. El memleketi. Yediği, içtiği, yaşam tarzı, kültürü bambaşka. Hele de bir hasta olma. Elinden tutanın. Yok.

Göçlerin birçok sebebi vardır fakat nihayetinde birey kendi geleceğinin hesabını yapar ve karar verir. Göç eder. Başka şehir, başka ülke. Göç her zaman beklentileri umutları, hayalleri karşılar mı? Zaman bunun cevabını veriyor. Burada psikososyal sorunlar, adaptasyon sorunları, dil, din farklılıkları, aile hasreti, mahalle, arkadaş mekân hasreti, farklı bir yaşamın içine ani dalış bazı sıkıntıları da beraberinde getirir. Modern dünyada en büyük depresyon sebeplerinden biri de göçlerdir. Depresif insan ne yediğinden içtiğinden ne yaşadığından, ne varlığından ne de çevresindeki güzelliklerden zevk alamaz ve sürekli sorgular, bahaneler, sebepler, nedenler, niçinlerle uğraşıp güzelim hayatının içine eder. Mutsuz, umutsuz ve daha ileri noktalara kadar giden öngörülemez bir yola girer. Tedaviler genelde sonucu kısmen değiştirir. Bunu kendime ben yaptım, bu benim suçum demeye başladın mı her şeye, bittin demektir, tükendim demektir.

Sevgili Yusuf, bizim önümüzde bize akıl veren, yol gösteren, yaşamış, görmüş, bilen çok azdı. Acele etmemeni, sabırlı olmanı öneririm. Yurtdışındaki Türk futbolcular hep Türkiye ye gelmeye çalışıyor, farkında değilmisin. Ben Fransa ya Lyon a da gittim. Grenoble da kaldım. Tıp fakültesi 2. sınıftaydım(.(1984.).Fransızca da biliyordum. Özellikle devlet ve emniyet personeli, kamu burnundan kıl aldırmaz, kendini beğenmiş ve küstah. İyi gün dostudur. İzlanda kapısında bunu yaşadınız. ,düşte gör ün ne olduğunu insan gurbette daha da anlıyor. Gurbet zordur ama dönmek daha da zordur bunu unutma. .Yine de ne karar verirsen ver asla eleştiremem. Bu senin özel hayatın ve bu kararı sen vereceksin. Çünkü geri dönüp baktığında ""keşke",. "sizin yüzünüzden deme lüksün olmayacak. Biz sadece bir büyük olarak yaşadıklarımızı ve önerilerimizi sunarız.

Şimdi başımdan geçen olayı anlatayım,

Yaşlı bir kanser hastasını ameliyat etmiştim. Eşi de diyaliz hastasıydı haliyle kocasına bakıyor hiç yanından ayrılmıyordu. Aslında kızı ve oğlu da çok ilgiliydiler. Gözünün içine bakıyordu anne ve babasının. Bu durumu görünce onları iki kişilik odaya yatırdım. Kolon kanseri, kolostomili hastam bir yatakta yatıyor karısı da diğer yatakta yatıyordu. Yaşlı kadın günaşırı diyalize gidiyor sonra gelip kocasına bakıyordu haliyle kolostomi bakımını da öğrenmişti. Koca aynı zamanda Alzheimer dı. Yani aklı gidip geliyordu. Kızı da ikisine bakıyordu. Oğluda ilgiliydi. Hemşirelere de tembihlemiştim, Bütün sağlık ekibi sevmiştik aileyi. Bir sabah vizitinde yaşlı kadın

He mi Ayhan Bey, sen de mi özel hastaneye geçiyorsun, diyaliz doktorum da gitti. Bizim paramız yok biz oralara gelemeyiz, biz ne olacağız, gitme Ayhan bey, bırakma bizi. Bizim kimsemiz yok. Bir Allah var bir de sen. Dedi. O kadar çok duygulandım ve şaşırdım ki cevap veremedim. Sonra kendimi topladım. Yanımda vizite hemşirelerim var.

Merak etme anacığım sizi bırakmam, bir yere gitmem, der demez.

Oy Allah senden razı olsun, sen bizim hem anamız hem babamızsın deyip oturduğu yerden kalkıp elimi öpmek istedi. Müsaade etmedim. Bana sarıldı.

Çok haklıydı aslında. Bu toplumu sağlıkta, eğitimde, mühendislikte, spor da iyiler terk ederse Ne olacak bu toplum. Yine sıkıntı, yine dert, yine acınası durum. Bu milletin elinden kim tutacak. Devlet kim. Sahip çıkan herkes yani biz.

Şimdi, hem o diyaliz hastası teyze, hem de kanserli kocası rahmetli oldu. Âmâ ben özele gitmekten vazgeçtim. Hala Kaşüstü Hastanesi'nde görevime devam ediyorum ve yılda 1000 den fazla ameliyat yapıyorum. İşimden ve iş arkadaşlarımdan memnunum.Mutluyum.Çok ağır iş yüküm var ancak hastalar biliyor ki Ayhan bey geç geliyorsa mutlaka başka bir hasta için uğraşıyordur.Anşayışlı insanımız vardır, Elindeki ekmeği paylaşır, ayranı verir, canını verir memleketi için. Hisseder doğruyu, güzellikleri. Dua yı ve minneti eksik etmez gönüllerinden. Pırlanta gibi insanımız var. Duaları yeter.

2 yıl kadar sonra kanserli koca ve 40 gün içinde de diyaliz hastası karısı kalp krizi daha doğrusu üzüntüden öldü. Fakat hala çocukları beni ziyarete gelirler ..Gönül kazanmaktır önemli olan, sevmek sevilmek. Yoksa bankada 20.olmamış da 10 olmuş. Yiyeceğin belli, gideceğimiz nihayet yer, kefen boyu bile belli dostum. Yalan oluyor nihayet.

Allah kazadan beladan, bin türlü musibetten korusun hepimizi, seni de sevgili Yusuf. Allah nazardan gözden korusun, her geçen gün mutlu olasın, daha da başarılı olasın, topluma mutluluk aşılayasın, umut olasın. Buradan evlen, zürriyetini ailen görsün. Tebrik ve teşekkürler sana ve tüm ailene, emeği geçenlerin her birine. Ne güzel şey değil mi güzel bir dua, güzel bir söz, gülen bir yüz. İşte hayatta bütün mesele budur. Gerisi teferruat tır. Bir kişi veya toplum seni gördüğümde spontane Güleryüz pozisyonuna geçiyor. Ne kadar enteresan değil mi. Çok zengin veya çok etkili birini görüyor içinden geçen kızgınlık yüzüne yansıyor, belli ya beddua ediyor ya da küfrediyor. Buna kim engel olabilir. İster severim ister nefret ederim. Ancak bu duygular bir sonuçtur, emek ister, fedakârlık ister, merhamet sahibi olmak, şefkatli olmayı, rutinim üstünde olgun olmayı, kısacası güzel meziyetleri ister.

Ben bu duaları her gün alıyorum. Para versem bu kadar içten dua alamam ve bu kadar mutlu olamam. Çok şükür kimseye de muhtaç olmadım. Çok da faydamız vardır topluma, her konuda.

Unutma seni en çok Trabzonspor taraftarları sever ve en çok Trabzonspor taraftarları alkışlar ve yine en çok Trabzonspor taraftarları bağışlar bağrına basar. Sevgi böyle bir şeydir. Fransa da Allah korusun bir ayağın burkulsun, menüsküs veya kas yırtığı ol. Sanki bilerek olmuş gibi. En adi tavırlarla karşılaşırsın nefret edersin. Bunlar ne biçim insan dersin. İş kazası demez sana her türlü psikolojik travmayı da yaşatırlar zaman ararsın o hep yanında olan ablanı, ananı, baban, fanatik Trabzonspor taraftarlarını. Derdini anlatacaksın başında sürekli çevirmen, özel hayatın çevirmenleri bağlı Başına bir sıkıntı gelse. Ailen nasıl gelsin. Dil bilmez, yol bilmez. Apayrı bir dünya. Kapını yine oradaki Trabzonspor taraftarları çalar buna inan. Elinden yine bizim uşaklar Akçaabatlısı,Sürmenelisi,Arsinlisi,Tonyalısı bakmışsın yanında yardım elini uzatır..

Şimdi kararını sen ver.

Sevgi mi yoksa daha daha çok maddiyat mı?

Karar senin.

Biz muhteşem Trabzonspor taraftarları bizimle kalmanı istiyoruz. Unutma ki dünyanın hangi ülkesi ve şehrime gidersen git bu muhteşem Trabzonspor taraftarları seni sevgiyle, coşkuyla karşılar. Ben senin yerinde olsam hiç, bir şehir takımına gitmem. Trabzonsporlu Yusuf olarak baki kalırım. Ne demişler, taş yerinde ağırdır ve yine derler ya, gitmek mi zor kalmak mı zor. Fakat ben ce  "dönmek" daha da zor.

Sevgiyle kal.

ayder-turizm-logo-koksal-071-322.png

Editör: TE Bilisim