Cumhurbaşkanı Ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, "Makamın Gücüne, İmkanlarına Güvenerek Gönül Kıran, İnsanları Rencide Eden, Vatandaşa Tepeden Bakan Kibir Abidelerinin Bu Davada Yeri Olmaz." Dedi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezinde "Türkiye Sevdasıyla Yaşımız Hep 18" Temasıyla Düzenlen Partisinin İstanbul İl Başkanlığı Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı'na Katıldı.

Toplantının, Parti, Şehir Ve Ülke İçin Hayırlara Vesile Olması Temennisinde Bulunan Erdoğan, Kuruluşundan Bugüne İstanbul Teşkilatlarında Görev Alanlara Gayretleri, Emekleri Ve Sadakatleri İçin Şükranlarını Sundu.

Erdoğan, "AK Parti Sıradan Bir Siyasi Teşekkül Değildir. Bizler Bir Büyük Davanın Sevdalısı İnsanlar Olarak Burada Bir Aradayız. Türkiye, Nasıl Binlerce Yıllık Devlet Tarihimiz İçindeki Son Halka İse AK Parti De Bu Büyük Davanın Günümüzdeki En Önemli Temsilcisidir."

AK Parti'nin Maziden Atiye Yolculuğun Altın Halkalarından Biri Olduğunu Vurgulayan Erdoğan, Şöyle Devam Etti:

"Bu Durum Sorumluluğumuzu Daha Da Artırıyor. AK Parti'de Siyaset Yapmak Demek, Öncelikle Bu Sorumluluğu Üstlenmeye Talip Olmak Demektir. Bugünlere Yılın Her Gününü, Günün 24 Saatini Bu Davaya Hizmete Adayan Büyüklerimizin, Kardeşlerimizin Gayretleriyle Geldik. Gelecek Nesillere Daha Büyük Ve Güçlü Bir Türkiye Bırakmak, Medeniyetimizi Yeniden Yükseltmek İstiyorsak, Bizlerin De Aynı Anlayışla Çalışması Gerekiyor. Görevimiz Ne Olursa Olsun Hepimiz Öncelikle Bu Davanın Bir Neferiyiz. Unutmayın, Bugün Söylemediğimizi 10 Yıl, 20 Yıl, 30 Yıl Sonra Da Yine Aynı Şekilde Kararlı Olarak Söylemek Durumundayız. Bugün Başka Yarın Bir Başka Olmamalıyız. Bunu Yapanları Gördük, Görüyoruz. Bu Hassasiyeti Hiçbir Zaman Unutmamak Gerekir. Kendi Nefsinin Peşine Düşen, Sadece Kendi Ajandasına, Kariyerine Hesabına Odaklanan Kişilerden Dava Adamı Olmaz. Gurur Abidesi Olanlardan Dava Adamı Olmaz. Bize Yunus'un İfadesiyle 'Ete, Kemiğe Büründüm, Yunus Diye Göründüm' Diyen Anlayıştaki İnsanlar Lazım. Diyorum Ya, Hep Birlikte Ömer'ler Olmaya Aday Olmalıyız. Hele Hele Bulunduğu Makamın Gücüne, İmkanlarına Güvenerek Gönül Kıran, İnsanları Rencide Eden, Vatandaşa Tepeden Bakan Kibir Abidelerinin Bu Davada Yeri Olmaz. Yolsuzluğu, Haksızlığı, Çalıp Çırpmayı Hiç Saymıyorum Bile. Bu Tür Vasıflardaki İnsanların Kapımızdan İçeri Girmesi Dahi Bizim İçin Züldür."

Erdoğan, Şimdi Bir Kongre Sürecine Girildiğini, İlçelerde, İllerde Bu Hassasiyete Çok Büyük Önem Verilmesi Gerektiğini Vurgulayarak, AK Parti'yi Yönetenleri Rabbim Katında Milletin Nezdinde Mahcup Edecek Hiçbir Yanlışa Göz Yumulamayacağını Kaydetti.

"Unutmayın, Milleti Karşısına Alanlar, Bizi De Karşısına Alır. Unutmayın Kibir En Büyük İsyandır." Diyen Erdoğan, İnsan Gönlü Kıranının, Partideki Gönülleriyle İlgili Kalemini Kıracaklarını Söyledi.

Erdoğan, Davası İnsan Olan Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abazasıyla, Boşnağıyla Velhasıl Şu Anda 82-83 Milyonuyla Yaratılanı Yaradan'dan Ötürü Seven Bir Dava Olduklarını Belirterek, Başka Bir Tanımın Olamayacağını Vurguladı.

"Hiçbirimizin Aklı Ve Vicdanı Yerine Nefsinin Sesine Kulak Verme Lüksü Yok"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hazreti Mevlana'nın "İnsanı Ateş Değil, Kendi Kibri Yakar, Herkeste Kusur Görür Kendisine Kör Bakar, Neye Nasıl Bakarsan O Da Sana Öyle Bakar." Dizelerini Anımsatan Erdoğan, Şunları Söyledi:

"Yumurtadan Çıkıp Kabuğunu Beğenmeyenler, Sadece Varlık Sebeplerini İnkar Etmekle Kalmaz, Aynı Zamanda Kendi Hicranlarını Da Hazırlarlar. Hiçbirimizin Hesabi Davranma, Aklı Ve Vicdanı Yerine Nefsinin Sesine Kulak Verme Gibi Bir Lüksü Yoktur. Hedefimiz Önce Bu Ülkenin 82 Milyon İnsanının Her Birinin, Onunla Birlikte Tarih Ve Medeniyet Coğrafyamızdaki Tüm Kardeşlerimizin, Nihayetinde De Büyük İnsanlık Ailesinin Tamamının Gönlünde Kalıcı Yer Edinmektir. Ülkemizin Ve Dünyanın Neresine Gidersek Gidelim Tüm Samimiyetleriyle Bize Kucak Açan İnsanlar Tarafından Karşılanıyor, Eğer Kucaklanıyorsak İşte Bu Hasbi Yaklaşımımız Sayesindedir. Tek Tek Her AK Partili Bu Hassasiyetle Hareket Ettiği Taktirde Allah'ın İzniyle Yumuşatamayacağımız Kalp, Fethedemeyeceğimiz Gönül, İkna Edemeyeceğimiz Kimse Kalmaz. Herkesten Farklı Olarak Biz Bunu Siyasi Bir Hesap İçin Değil, İnancımızın Ve Geleneğimizin Bir Gereği Olarak Yerine Getiriyoruz Ve Getireceğiz. Bunu Yaparken De Hiç Kimsenin Gündeminin Peşine Takılmayacağız. Ülkemizde Kimi Konuların Bilinçli Bir Şekilde Gündemde Öne Çıkartıldığını Görüyoruz. Önemli Bir Kısmı Da Milletimizi Karamsarlığa Sürükleyerek Dolaylı Yoldan Bizi Başarısız Göstermeye Yönelik Bu Çabalara Karşı Dikkatli Olmalıyız."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstisnai Hadiselerin Sanki Her Gün Her Yerde Yaşanıyor, Herkesin Başına Geliyor Gibi Gösterilmesinin İyi Niyetli Olmadığını Belirterek, Türkiye'yi Güvensiz Bir Ülke Olarak Gösterme Projesine Hizmet Eden Bu Tür Kampanyalara Bilerek Veya Bilmeyerek Destek Verilmemesi Gerektiğini İfade Etti.

Medya Kuruluşlarını Da Bu Konuda Dikkatli Ve Bilinçli Hareket Etmeye Davet Eden Erdoğan. "Ülkemizin De AK Parti'nin De Kendi Gündemi Vardır. Hem Parti Hem Hükümet Hem Meclis Olarak, Buna Belediyeler Ve İl Genel Meclisleri Dahildir. Kendi İcraat Gündemimize Sıkı Sıkıya Sahip Çıkacağız. Vaktimizi Ve Enerjimizi Kendi Çalışmalarımızı Daha İleriye Taşımak İçin Kullanacağız. Muhalefetin, Medyanın Ve Diğer Çevrelerin Bizi Dar Ve Kısır Gündemlerinin İçine Hapsetme Tuzağına Hiçbir Şekilde Düşmemeliyiz. Unutmayınız, AK Parti Gündem Takip Etmez, Gündem Belirler." Diye Konuştu.

"İftira Ve Yalan Hızlı Yayılır"

Erdoğan, Bu Konuda En Dikkatli Olması Gereken Teşkilatların Başında İstanbul'un Geldiğini Belirtti. İstanbul'un Türkiye'nin Kaderini Belirlemede Bir Numaralı Şehir Olduğunu Söyleyen Erdoğan, Kentte 81 Vilayetin Temsilcilerinin Bulunduğuna İşaret Etti.

İstanbul'dan Ses Çıktığı Zaman 81 Vilayette Bunun Dalgalandığının Görüldüğünü Dile Getiren Erdoğan, Kentin Nabzı İyi Tutulduğunda Zaten Türkiye'nin De Yakalanmış Olacağını İfade Etti. Erdoğan, Bu Konuda Katılımcılara Çok Önemli Görevler Düştüğünü, Sokaktaki Her Bir Vatandaştan Başlayıp Tüm İlçeleri Ve Şehri Kuşatan Bir Anlayışla Bu Sürecin Yönetilmesi Gerektiğini Vurguladı.

Yapılan Hizmetlerin Hakkıyla Anlatılması Halinde Bile Partiye Yönelik Yalan Yanlış Saldırıların Çoğunun Etkisiz Hale Getirilebileceğini Belirten Erdoğan, İftira Ve Yalanın Hızlı Yayıldığını, Ancak Doğrularla Karşılaştığında Da Daha Hızlı Bir Şekilde Söndüğünü Dile Getirdi.

Erdoğan, Millete Hakikatleri Anlatarak Bunu Gerçekleştireceklerini Söyledi.

'Biz Suriye Halkının Talebi Üzerine Oradayız'

Türkiye'nin Son 17 Yılda Tarihinin En Büyük Sıçramalarını Yaşarken Aynı Zamanda Tarihinin En Büyük Saldırılarıyla Da Karşı Karşıya Kaldığını Anlatan Erdoğan, "Ülkemize Yönelen Saldırıların Hedefinde İlk Önce AK Parti Yer Almıştır. Esasen Türkiye İle AK Parti'nin Kaderi Adeta Bütünleşmiştir. Türkiye'yi Seven Bizi Seviyor, Türkiye'ye Kızan Bize Kızıyor, Türkiye'den Nefret Eden Bizden De Nefret Ediyor. Milletimiz De Bu Gerçeği Gördüğü İçin Her Mücadelemizde Hamdolsun Yanımızda Yer Alıyor." Diye Konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Son Dönemde Suriye'de Yürütülen Harekatlar, Türkiye Sınırı İçindeki Terörle Mücadele Operasyonları Ve Akdeniz'de Atılan Stratejik Adımların Türkiye'ye Karşı Bir Öfke Patlamasına Yol Açtığını Dile Getirerek, Salondakilere Şöyle Seslendi:

"En Önemlisi Şu Anda Barış Pınarı Harekatı'yla Suriye'de Devam Etmekte Olan Süreç, Türkiye'nin Nereden Nereye Geldiğini Göstermesi Bakımından Çok Önemlidir. Dünyada Hangi Liderlerle Görüştüysek, Hepsinin Bize Nasihati Çoğu Zaman, 'Buradan Ne Zaman Çıkacaksınız?' Söyledikleri Bu. Bizim De Kendilerine Söylediğimiz Şu, 'Sizin Orada Ne İşiniz Var? Bizim 911 Kilometre Sınırımız Var. Sizin Sınırınız Var Mı? Yok. Peki Niye Oradasınız? 32-33 Bin Tır Silahı, Aracı, Gereci, Mühimmatı Siz Kime Gönderdiniz? Teröristlere. Kim Bu Teröristler? Enteresan Olan Ne Biliyor Musunuz, Kürtler. Nasıl Oluyor Da Bunlar Kürt Oluyor? DEAŞ'a Karşı En Büyük Mücadeleyi Veren Biziz. El Bab'ta DEAŞ'ın 3 Bini Aşkın Teröristini Oradan Çıkartan Biziz. Dünyada DEAŞ'a Karşı Böyle Bir Mücadeleyi Veren İkinci Bir Ülke Yok. Bunun Aksini İddia Edebilir Misiniz?' Dedim. Son Dörtlü Zirvede, İngiltere, Fransa, Almanya, Onlarla Yaptığımız Dörtlü Zirvede Bunları Konuştuk, Kendilerine Açık Açık Bunları Söyledik. Siz Niye Oradasınız? Bize Şunu Söyleyemezsiniz. Siz Oraları Terk Etmedikten Sonra Suriye Halkı Da 'Teşekkür Ederiz, Artık Gidebilirsiniz.' Demedikten Sonra Biz Buradan Çıkmayacağız. Çünkü Biz Adana Mutabakatı'yla Oradayız, Suriye Halkının Talebi Üzerine Oradayız. Şu Anda Da Bu Süreç Devam Ediyor. Söyleyecekleri Hiç Bir Şey Yok Ve Söyleyemediler."

Fransa'da Her Yerin Yanıp, Yıkıldığını Kaydeden Erdoğan, "Niye? Zulüm İle Abad Olunmaz, Onun İçin." Dedi.

"Libya'daki Kararlı Duruşumuzu Devam Ettireceğiz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye İle Libya Arasında Mutabakat Metni İmzalandığını Hatırlatarak, Şunları Söyledi:

"Bu Mutabakat Metniyle Özellikle De Deniz Yetki Alanlarının Sınırlarının Daraltılmasına Yönelik Anlaşma Meclis'imizden Geçti. Ben De İmzaladım, Şimdi De Birleşmiş Milletlere Gönderildi. İnşallah Hem Askeri Güvenlik Hem De Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasıyla İlgili Adımları Atmış Oluyoruz. Burada Oyun Bozuldu. İsimlerini Vermeyeceğim, Hangi Ülkelerin Oyunlarının Bozulduğunu Siyasetçi Kardeşlerim Olarak Sizler De Zaten Okuyarak Bunları Bileceksiniz. Bu Oyunlar Bozulurken Bir Tarafta Da Yunanistan, Güney Kıbrıs, Mısır, Zaman Zaman İsrail, Bunlar Da Bir Araya Geliyor. Bir Skandal Hareket De Yaptılar. Yunanistan, Libya'nın Büyükelçisini Deport Etti. Ne Oldu Yani Yaptın Da Ne Kazandın? Zaman Zaman Bu Tür Şeyleri Biz De Yapıyoruz. Bizim De Büyükelçilerimizi Deport Edenler Oluyor. Onlar Edince, Biz De Onlarınkini Deport Ediyoruz. Bu, Siyaset Dilini Bilmemek Ve Skandallar Üzerine Kurulmuş Bir Devlet Yönetimi Demektir. Yunanistan'ın Yaptığı Da Budur. Şu Anda Biz Libya'daki Bu Kararlı Duruşumuzu Devam Ettiriyoruz, Devam Ettireceğiz."

Libya İle Türkiye Arasında İlginç Ve Güzel Bir Hat İnşa Edildiğini, Hat Üzerinde, Çevresinde, Münhasır Ekonomik Bölge Olarak İfade Edilen Bölgede, Geçmişten Bugüne Türkiye'nin Garantör Ülke Olarak Hakları Bulunduğunu Belirten Erdoğan, "Suriye'deki Soydaşlarımızın Hakları Var. Bu Hakları Sonuna Kadar Savunmakta Kararlıyız. Biz Boşuna Mı 2 Tane Sondaj Gemisiyle, 2 Tane Sismik Araştırma Gemisini Aldık? Bunlara Boşuna Bu Paraları Vermedik. Bu Gemilerimizle Bölgede Çalışmalar, Araştırmalar Devam Ediyor, Fırkateynlerimiz Oralarda. Zaman Zaman Uçaklarımız, Zaman Zaman Helikopterlerimiz Oralarda. Biz Bu Araştırmaları Yapmaya Devam Edeceğiz." Dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Uluslararası Deniz Hukuku Ve Uluslararası Hukuktan Doğan Haklarını Sonuna Kadar Savunacağını Ve Haklarının Takipçisi Olacağını Vurgulayarak, Şunları Kaydetti:

"Tabii Buna Parlamentomuzun İçinden Bazen Çatlak Sesler Çıkıyor, Ona Alışığız Zaten Çıkacak. Ama Biz Dik Duracağız. Son Dönemdeki Gelişmeler, Tüm Perdeleri Kaldırdı. Pek Çok Ülke Yıllardır İçlerinde Tuttukları Kini, Nefreti, Husumeti Tüm Çıplaklığıyla Ortaya Döktü. Bu Gelişmenin Ülkemiz İçin Hayırlı Olduğuna İnanıyorum. Karşılıklı Rol Yapmak Yerine, Gerçek Düşüncelerimizi Ve Niyetlerimizi Açıkça Oraya Koymamız Birtakım Sorunların Çözümünü Hızlandırdı. Gerek Yüz Yüze Görüşmelerimizde Gerek Telefon Temaslarımızda Artık Tüm Liderlerle Daha Açık Yüreklilikle Konuşuyoruz. Anlaştığımız Hususları Hızla Sonuca Bağlıyor, Anlaşamadığımız Konularda Da Karşılıklı Pozisyonlarımızı Teyit Ediyoruz. Bu Tarzın Dünya Siyaseti Açısından Daha Verimli Ve Doğru Olduğuna İnanıyoruz. Ülkemizin Egemenliğini, Hukukunu, Çıkarlarını, Milletimizin Ve Tüm Dostlarımızın Haklarını Korumak İçin Verdiğimiz Mücadelede Allah'ın İzniyle Hep Dik Durduk, Dik Durmaya Da Devam Edeceğiz."

"Cumhur İttifakı'nı Bölemeyecekler, Parçalayamayacaklar"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'deki Gelişmelerle İlgili ABD Ve Rusya İle Varılan Mutabakatların, Sahada Elde Edilen Sonuçların Tarihi Önemde Olduğuna İşaret Ederek, Konuşmasını Şöyle Sürdürdü:

"Türkiye'yi Köşeye Sıkıştırmak İçin Diplomasi Ve Uluslararası Siyaset Yanında Ekonomiyi De Devreye Almalarına Rağmen Hamdolsun Ülkemize Geri Adım Attıramadılar. Yapılan Her Saldırıyı, Atılan Her Adımı, Kullanılan Her Silahı Süratle Etkisiz Hale Getirdik, Tedbirlerimizi Aldık. Aynı Hamlelerin Tekrarında Karşılarında Hazırlıklı Bir Türkiye Buldukları İçin İstedikleri Neticeyi Elde Edemiyorlar. Ülkemize Yönelik Kızgınlıklarının Gerisindeki Sebeplerden Biri De Budur. Artık Eskiden Olduğu Gibi Türkiye'yi Diledikleri Şekilde İtip Kakamadıkları, Yönlendiremedikleri, Yönetemedikleri İçin Hırçınlaşıyorlar. Hırçınlaştıkça Da Muvazeneyi Kaybediyorlar. Sonuçta Geldiğimiz Noktada Türkiye Siyasi, Ekonomik Ve Askeri Bakımdan Eskisiyle Mukayese Edilemeyecek Kadar Güçlü Bir Yerde Bulunuyor. Ülkemiz İç Siyasetinde Ortada Kayda Değer Bir Husus Yokken Ortaya Çıkıp Yükselen AK Parti, Cumhur İttifakı Ve Şahsım Aleyhindeki Havanın Gerisinde İşte Böyle Bir Tablo, İşte Böyle Bir Hesap Vardır. Cumhur İttifakı'nı Bölemeyecekler, Parçalayamayacaklar Ve Cumhur İttifakı Güçlenerek Yarınlara İnşallah Yürüyecek. Türkiye'nin Güney Sınırlarını Terör Koridoruyla Kuşatma Projeleri Özellikle Oluşturmaya Çalışanlar, İç Siyaseti Manipüle Ederek Kayıpları Telafi Etmenin Peşindeler Ama Bunu Da Başaramıyorlar. Çünkü Milletimiz Bu Ülkede Kimin Ne Olduğunu, Kime Hizmet Ettiğini, Neyi, Ne İçin Yaptığını Gayet İyi Biliyor. Ceviz Kabuğunda Fırtına Koparma, İncir Çekirdeğini Doldurmayacak Meseleleri Büyüterek Balyoz Niyetine Kullanma Çabaları Hep Beyhudedir. Milletimiz Bunların Hiçbirine İtibar Etmez. Yeter Ki Biz Kendi İçimizde Birliğimizi, Beraberliğimizi, Kardeşliğimizi, Hasbiliğimizi, Samimiyetimizi Söylemimiz Ve Yaşayışımızda Değerlerimize Bağlılığımızı Güçlü Bir Şekilde Sürdürebilelim. Gerisi Kendiliğinde Gelecektir."

İstanbul Teşkilatının, Diğer İllere Örnek Olacak Bir Tavır Ortaya Koyacağına İnandığını İfade Eden Erdoğan, "Seçimden Bu Yana 74 Bin 176 Üye Kaydıyla İstanbul Teşkilatı Adeta Yeni Bir Dirilişin İçerisinde Bulunuyor." Dedi.

'Türkiye'de Hiçbir Üniversiteye Tapu İle Tapu Devri, Mülkiyet Devri Yoktur'

Şehir Üniversitesi İle İlgili Tartışmalara Değinen Erdoğan, Konuşmasını Şöyle Sürdürdü:

"Bu Şehir Üniversitesi Meselenin Özellikle Bir Siyasi Ayağında Bizim Olduğumuz, Bir Siyasi Ayağında Da Malum Zatın Olduğu Söyleniyor. Şunu Çok Açık Ve Net Söylemek Durumundayım. Her Şeyden Önce Şehir Üniversitesinin Tahsisini Başbakanlığım Döneminde Yapan Benim. Tahsisini Yapan Ben Olduğuma Göre, Daha Sonra Malum Zat Başbakan Olunca Bu Tahsisi, Şehir Üniversitesine Mülkiyet Devrine Dönüştürmüştür. Türkiye'de Hiçbir Üniversiteye Tapu İle Tapu Devri, Mülkiyet Devri Yoktur, Olmamıştır. Bunlar Dürüstlüğü Kimseye Bırakmıyor Değil Mi? Öksüz, Yetimin Hakkını Kalkıp Kurdukları Üniversiteye Tapu Devri Yapmak Suretiyle, Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun Başkanı Sıfatıyla Bunu Sağlıyor.

Peki Bu Nasıl Doğruluk? Peki Yanında Kim Var? Yine Bir Başka İsim O Da Sayın Babacan Var. Onun Da İmzası Var Bu İşin Altında. Başka Kim Var? Mehmet Şimşek Var. Başka Kim Var? O Zaman Ulaştırma Bakanı Olarak Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun İçinde Olan Feridun Bilgin Var. Hani Bunlar Dürüsttü Ya... Dürüstlüğü Bunlar Kimseye Bırakmıyordu. Ben Bunu Niye Anlatıyorum? Kimin Ne Olduğunu Yaptıklarıyla Öğrenin Diye. Bitmedi Ve Bunlar Halk Bankasını Da Dolandırmaya Çalışıyorlar. Halk Bankasından Bunlar Kredi Talebinde Bulunuyorlar. Halk Bankası Bunlara Ciddi Bir Kredi Veriyor Fakat Ödeme Planlarında Maalesef Bunlar Halk Bankasına Ödemelerini Yapmıyorlar. Tabii Halk Bankasına Ödemelerini Yapmayınca, Banka Da Bu Defa Kendilerini Sürekli Olarak Uyarıyor. Şu Anda Halk Bankasına Olan Borçları Aklımda Kaldığı Kadarıyla 417 Milyon Noktasında. Şimdi 'Yapılandıralım' Diyorlar. 'Yapılandıralım' Derken, Neyi, Nasıl Yapılandıracaksın? Neymiş Yaptıkları Kampanya Şu, 'Ya İşte Spor Kulüplerinin Borçları Yapılandırılıyor Da Şehir Üniversitesininki Niye Yapılandırılmıyor?' Ya Sen Halk Bankasına Teminat Bile Vermedin. Futbol Kulüplerinin Bütün Tribünlerdeki Gelirlerine, Her Şeyine Banka El Koyuyor. Senin Neyine El Koyacak? Yoksa Maltepe'de Tekel'e Ait Olan Yer, Yani Zamanında Benim Tahsis Ettiğim Bu Yeri Bankaya Teminat Olarak Göstermek Suretiyle, Bunu Mu Banka Teminat Olarak Kabul Edecek?"

"Burada Halk Bankasının Adeta Bir Dolandırılması Söz Konusu"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunu Da Geç, Bir Başka Alavere Dalavere Daha Yapıyorlar. O Da Ne Biliyor Musunuz? Diyorlar Ki 'Alacağımız Öğrencilerin Yapacakları Ödemeye İpotek Koyun." Diyerek, Konuşmasına Şöyle Devam Etti:

"Ya Sen Zaten Mevcut Kotanı Doldurmamışsın. Mevcut Kotanı Doldurmadan Üstelik Yeni Alacağın Öğrencilerle İlgili, Böyle Bir Kotayı Nasıl Oluyor Da Bir Bankaya Teminat Olarak Veriyorsun? Tabii Bizi Halef Selef Olduğumuz Cumhurbaşkanı Aradı. Dedi İşte 'Siz Bu İşi Arzu Ederseniz Halledersiniz.' Kendisine Dedim Ki 'Temenni Ederdim Ki Siz Benim Yerimde Olun. Biz Geçmişte Bankaların Nasıl İflas Ettiğini Biliyoruz. Hamdolsun 17 Yıldır Bizim Dönemimizde, Bizim Bankalarımızın Hiçbirisi Kasaları Boşaltmadı. Biz De Kasayı Boşaltamayız.' Tabii İşin Başından İtibaren Ülker Grubu Buraya Ciddi Destekler Verdi. Daha Sonra Ülker Grubu Da Ne Yaptı? Buradan Çekildi. Ülker Grubu Orada Bizim Verdiğimiz Desteklerle İlgili De Bizim Bu Noktadaki Desteğimizi Açık Net Söyledi.

Şunu Çok Açık Net Söyleyeyim. Buranın Hamisi Dikkat Edin Marmara Üniversitesidir. Marmara Üniversitesi Türkiye'nin Şu Anda En Büyük Üniversitelerinden Bir Tanesidir. Şimdi De Ne Diyorlar Biliyor Musunuz? 'Marmara Üniversitesi Borçları Ödesin.' Tabii YÖK'te Kendilerine Diyor Ki 'O Zaman Siz De Mütevelliyi Bırakın. Marmara Üniversitesi Buraya Yaptığı Atamalarla Burayı Götürsün.' Yok, Mütevelliyi De Bırakmayız.' Diyorlar. Tezgah Başka. Biz Ne Oradaki Öğrencilerimizin Düşmanıyız Ne De Akademisyenlerin Düşmanıyız. Böyle Bir Şey Asla Söz Konusu Değil. Hiçbir Vakıf Üniversitesinde Bunların Yaptığı Uygulama Gibi Bir Uygulama Yok. Böyle Bir Durumla Ne Yazık Ki Burada Karşı Karşıyayız. Elektronik Ortamda Sizlere Gönderilmiş Olan Bilgileri Şöyle İyi Okursanız Orada Zaten Bunları Etraflıca Göreceksiniz. Çok Da Detayına, Teferruatına Girmek İstemiyorum. Ama Anlattığım Gibi Burada Halk Bankasının Adeta Bir Dolandırılması Söz Konusu."

"Burayı Tahsis Etmemiz, Bunlara Ne Denli Önem Verdiğimizin İfadesiydi"

Burayı Tahsis Etmelerinin Önem Verdiklerinin İfadesi Olduğunu Anlatan Erdoğan, Şunları Kaydetti:

"Eğer Şahsım Bu Zata Eğer Muhalif Olsaydı Veya Oradaki Öğrencilere Benim Bir Muhalefetim Olsaydı, Ben Tekel'in Bu Kadar Kıymetli, Değerli Olan Arazisini Niçin Bunlara Tahsis Edeyim? Bizim Derdimiz Yeter Ki Bu Tür Üniversitelerimiz Kurulsun, Bunlar Çoğalsın Ve Bunlarla Beraber Geleceğe Çok Daha Farklı Bir Şekilde Yürüyelim. Burası Tabii Marmara'ya Nazır, Maltepe'de Çok Çok Güzel Bir Yerde Ve Değeri İtibarıyla Da Yani 2,5 Milyar Değerinde Olan Bir Yer Ve Bilabedel Bunu Üniversitesine Tapu Devrini Yapmak Suretiyle Veriyor. El Vicdan Ya... Böyle Bir Şey Yapılabilir Mi? Bilabedel... Nasıl Oluyor Bu İş? Hani Dürüsttünüz?

Eğer Sizin Dürüstlüğünüz Buysa Bu Ülke Batmış, Bu Ülke Yanmış Ve Bunun Altında Bir De Bakıyorsunuz İşte O Dediğim Diğer Arkadaşların Da İmzası Var. Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun Birisi Başkan, Diğerleri De Üyeleri Olmak Suretiyle Bu Adımı Attılar. Bunu Yaşadık. Allah Bizleri Aynı Duruma Düşürmesin. Onun İçin Bu Propagandayı Bunlar Belli Bir Süre Daha Yapabilirler, Her Geçen Gün Zaten Bu Konuda Da İflasa Gidiyorlar Ve Gidecekler Ama Dün MKYK'da Da Bu Konuları Görüştük. Bu Konuyla İlgili Kararlı Bir Şekilde Adımlarımızı Atmaya Devam Edeceğiz

Bu İşin Danıştay'a Müracaatını Yapan Da Kim Biliyor Musunuz? CHP'nin Yanından Hiçbir Zaman Ayrılmayan Mimar Ve Mühendisler Odası'dır. Çok Daha İlginci Şu Anda Bunları Ziyaret Edenler Kim? CHP'nin İleri Gelenleri. Mimar Ve Mühendisler Odası Hem Bununla İlgili Davayı Açıyor Ama Bakıyorsunuz CHP'nin Parti Sözcüsü Olsun, Genel Başkan Yardımcıları Olsun Onlar Da Bunlara Nezaket Ziyaretinde Bulunuyor. Kimin Eli Kimin Cebinde Belli Değil Ama Gerçekleri Bilelim Ona Göre De Bunu Özellikle Tabanımıza Anlatalım."

630-(a)-043.jpg630-(b)-042.jpg

 

Editör: TE Bilisim