Saygıdeğer Halkımız.

Bundan 96 sene önce bugün, emperyalist devletler ve onların taşeronları gaflet içinde görmüş oldukları ' Türkleri Orta Asya' ya süreceğiz ' hülyalarında ellerini ovuştururken; Ankara’da, Mustafa Kemal Paşa önderliğinde ve vatanın dört bir köşesinden gelen bağımsızlık sevdalısı millet temsilcileri ile Türkiye Büyük Millet Meclisi 'mizin açıldığı gündür.

Artık ' Milletin İstiklâlini Yine Milletin Azim Ve Kararı Kurtaracaktır.' veciz sözünün eylem vaktidir.

Bugünden sonra iç isyanlar bastırılacak, düzenli ordu kurulacak ve meşakkatli günler sonunda ' Kurtuluş ' gerçekleşecektir.

İşte bu kutlu gün, aziz hatırasına binaen Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından, çocuklarına armağan edilecek ve o günden bu yana milletçe, kıvançla ' Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ' olarak kullanılagelecektir.

Saygıdeğer halkımız, sevgili çocuklarımız. Milli Bayramlarımız bizleri hürriyet coşkusuyla, vatan aşkıyla ve kardeşlik bağıyla kenetleyen çokça değerli anlarımızdır. Kutlu olsun.

İçinde bulunduğumuz bugünkü şartlarda ise yine yüzyıl öncesinin emperyalist kuklaları gerçekleştirdikleri kalleş tezgâhlarla huzurumuzu bozmaya yönelik eylemler içerisindedirler. Peşinen söylüyoruz ki dedelerimiz o kara günleri aydınlığa nasıl evirmişlerse bizler de milletçe yekvücut bugünlerin üstesinden geleceğiz.

Evet, bugün hala demokrasiden yana, hak ve özgürlüklerden yana, ekmekten yana sıkıntılarımız olduğu bir gerçektir. Lakin bu Doğu'da neyse Batı'da da odur. Birilerinin etnik kışkırtıcılıklarıyla bu hususlar yüzyıl öncesinin senaryolarına malzeme edilmekte ve emperyalist rüyası Sevr bugün BOP projesi adıyla hortlatılmak istenmektedir.

Maalesef geçirdiğimiz sözde barış süreci içinde iktidar partisi; elinden silahı bırakmayan, üstelik her fırsatta tehditler savuran teröristlerle yürüttüğü müzakerelerle gelinen noktaya çanak tutmuştur. Sözde 'akiller' in söylemleriyle terör örgütüne meşruiyet kazandırılmıştır. Hafızalarımızdan silinmemelidir ki ; 'Türkçe konuşmaya zorluyoruz, Kürtçe öldürüyoruz. ' şeklindeki talihsiz söz, sözde 'akil' Kezban Hatemi'nin, 'Ben de olsam dağa çıkardım. 'sözü ise bir hükümet sözcüsünün beyanatıdır.

Oysa biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak elinde silah olanla bu işi görüşmenin son derece yanlış olduğunu, asıl adresin Türkiye Büyük Millet Meclisi olması gerektiğini, sürecin şeffaf ve halk dâhilinde gerçekleşmesi gerektiğini her fırsatta söyledik.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, her ferdiyle yüksek sorumluluğun bilincinde ve artık bir an evvel eyleminde olması gerekmektedir.

Sözlerimizi vatan toprağına gözünü kırpmadan asil kanını akıtan şehitlerimize Allah'tan rahmet, bu uğurda kahramanca çarpışan evlatlarımıza sağlık ve tez zamanda zafer dileklerimizle son veriyoruz.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'mız kutlu, birlikteliğimiz daim olsun.

CHP Akçaabat İlçe Yönetim Kurulu Adına Başkan

MUSA HACIOĞLU

Editör: TE Bilisim