24 Kasım Öğretmenler Günü'nü Gururlu Ama Buruk Karşılıyoruz

Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün, 24 Kasım 1928 tarihinde Millet Mektepleri’nin kendisine verdiği “Başöğretmen” ünvanını kabul etmesinin de yıldönümü olan 24 Kasım tarihi, 1981 yılından itibaren Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır. Bu vesileyle Başöğretmenimiz Atatürk’ü saygıyla anıyor, tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü'nü kutluyoruz.

Kutlanmaya başladığı 1981 yılından beri biz eğitimcilerin yüzünü en çok güldüren tarih olan 24 Kasım Öğretmenler Günü, maalesef birkaç yıldır öğretmenler tarafından eskisi gibi coşkuyla değil, buruk bir gülümsemeyle karşılanmaktadır.

Öğretmenin bir türlü çözüm getirilmeyen problemlerine, eğitimin sermaye ve gericilerin talanına açılmasından sonra, bu sene bir de ekonomik kriz eklenmiş, öğretmenlerin yaşamı daha da zorlaşmıştır.

Dünyanın en kıymetli mesleği olan öğretmenliği yapmak için üniversite sıralarında dirsek çürüten yarım milyona yakın gencimiz, atanmadığı için mesleğine kavuşamamanın hayal kırıklığı içinde yaşama tutunmaya çalışmaktadırlar.

Kamuda mesleğini icra eden öğretmenlerimiz, keyfi disiplin cezaları, sürgün niteliğinde görevlendirmeler ve liyakatsiz atanan yöneticilerin mobbingine maruz kalırken, özel okullardaki meslektaşlarımızdan AVM'lerde okul tanıtımı yapmaları bile istenir hale gelmiştir.

Öğretmenlerin sözleşmeli, ücretli, kadrolu diye kategorilere ayrılması, emek sömürüsünü artırmış, modern çağın kölelik sistemini yaratmıştır.

Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş'in son ekonomi araştırmasına göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı Ekim ayında 2 bin 625 liraya, yoksulluk sınırı ise 9 bin 694 liraya yükselmiştir.

Kamu emekçilerine %3-4 oranında ücret artışı reva gören AKP iktidarı, doğalgaz, elektrik gibi mecburi tüketim kalemlerine yüzde 60 ve temel gıda malzemelerine yüzde 40-50 zam yapmıştır. AKP, yanlış ekonomi politikalarıyla kendi yarattığı krizi de emekçiye fatura etmiş, öğretmenler de bu ocak söndüren ekonomik tablodan payını almıştır.

Öğretmene yaşatılan bu ekonomik eziyete, 3600 ek göstergenin seçim kampanyaları sırasında dillerden düşürülmemesine rağmen hala verilmemiş olması da eklenmiştir.

Eğitimde giderek dozu artırılan gericileştirme ve piyasalaştırma politikaları da öğretmenlerin kabusu olmuştur. Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk'ün emanetine yakışır şekilde nesiller yetiştirmek için okullardaki gerici faaliyetlerle mücadele etmek öğretmenler için artık meslekten koparılmaya kadar varmıştır.

Kendi alanları olan eğitimde atılacak hiçbir adıma dair fikri dahi sorulmayan öğretmenler, gerici ve piyasacı bir sistemin içinde eğitim vermeye gayret göstermektedir.

AKP'nin getirdiği 4+4+4 garabetiyle zaten ağır tahribat yaşayan eğitim sistemi, gerici müfredat; tarikatların vakıf adı altında okullara sokulması; büfe açar gibi okul açılmasına imkan tanınması; yapboz haline getirilen sınav sistemi; çağın gereklerine değil sermayenin ihtiyaçlarına göre atılan adımlar; ikili eğitim ve taşımalı eğitim utancının hala sürdürülmesi gibi rahatlıkla uzatılabilecek bir liste nedeniyle öğretmenler, veliler ve öğrenciler için cehenneme dönmüştür.

Meslek itibarı zayıflatılan, statüleri düşürülen öğretmenler, çok kolay tehdide uğrar, şiddete maruz kalır hale gelmiştir. 

Öğretmenlere bu tabloyu reva gören yöneticiler bilmelidir ki bugün Öğretmenler Günü vesilesiyle söyleyecekleri güzel sözler öğretmenler için ikiyüzlülükten başka bir anlam ifade etmeyecektir.

Öğretmenlere kıymet vermek, bunu söylemekle, yılda bir kez hatırlamakla değil, onların haklarını teslim etmekle, akıllarına ve yaşamlarına değer vermekle olur.

Eğitim-İş olarak tüm meslektaşlarımızın Öğretmenler Günü'nü kutluyoruz ve her birini daha mutlu olacağımız Öğretmenler Günleri'ni yaratma mücadelemize katılmaya davet ediyoruz.

YÖNETİM KURULU ADINA TAMER ÖZLÜ (ŞUBE BAŞKANI)630-(2)-011.jpg630-(1)-011.jpg

 

Editör: TE Bilisim